Nöroendokrin tümörler için NSE, kromogranin, sinaptofizin ve 5-hidroksi triptamin (serotonin) gibi markerlar saptanabilir; serotonin bir mediyatördür. Ayrıca, Napsin A, özellikle akciğer adenokanserinde kullanılmaktadır.

Nöroendokrin tümörler genellikle kromogranin A ve sinaptofizin ile pozitif boyanır. Serotonin varlığı, özellikle midgut kökenli karcinoid tümörler için anlamlıdır. NSE, özellikle küçük hücreli akciğer kanseri (SCLC) gibi nöroendokrin özellik gösteren malignitelerde kullanılabilir.

Aschoff cisimleri, romatizmal ateşin neden olduğu miyokardiyal (kalp kası) inflamasyonun karakteristik patolojik lezyonlarıdır. Bu mikroskobik nodüller, kalp kası lifleri arasında ve özellikle kalbin bağ dokusunda bulunan özelleşmiş inflamatuar hücre kümeleridir. Romatizmal ateşin kalbi etkilediğinin (kardit) ve romatizmal kalp hastalığının ana göstergelerinden biridir. Romatizmal kalp hastalığı (RKH), akut romatizmal ateş sonrası gelişen ve özellikle mitral kapak tutulumuyla kendini gösteren bir hastalıktır. Tipik kalp bulgusu, kapaklarda oluşan pannusdur.

Romatizmal kalp hastalığının tipik kalp bulgusu aşağıdakilerden hangisidir? A) Aschoff cismi B) Pannus ** C) Tofus D) Libman-Sachs Endokarditi E) Mikzomatöz dejeneresans Aschoff cisimleri, romatizmal ateşin neden olduğu miyokardiyal (kalp kası) inflamasyonun karakteristik patolojik lezyonlarıdır. Bu mikroskobik nodüller, kalp kası lifleri arasında ve özellikle kalbin bağ dokusunda bulunan özelleşmiş inflamatuar hücre kümeleridir. Romatizmal ateşin kalbi … Devamını oku

“Hindistancevizi karaciğer” (Nutmeg liver) görünümü, karaciğerin mikroskopik ve makroskopik yapısında, santral ven çevresinde koyu renkli konjesyon alanları ve periportal bölgelerde soluk alanların oluşmasıyla karakterizedir. Bu görünüm kronik pasif konjesyon durumunda ortaya çıkar. Kronik pasif konjesyon, genellikle kronik sağ kalp yetmezliği sonucu, kalbin sağ tarafındaki yetersizlik nedeniyle karaciğerde kanın geri dönmesinin bozulması ile gelişir.

Karaciğerde “Hindistancevizi“(NutmegLiver)görünümünün en sık nedeni aşağıdakilerden hangisidir? A) Akut konjesyon B) Kronik pasif konjesyon C) Hepatoma D) Budd- chiari sendromu E) Siroz Kronik pasif konjesyon (sağ kalp yetmezliği), karaciğerde “Hindistancevizi” (Nutmeg Liver) görünümünün en sık nedenidir. Kronik pasif konjesyon (sağ kalp yetmezliği): Kalbin sağ tarafının kanı yeterince pompalayamaması durumunda, kan karaciğere doğru geri birikir. Bu … Devamını oku

Meningomyelosel ile en sık birlikte görülen malformasyon Arnold Chiari malformasyonu’dur. Meningomyelosel, spina bifidanın en ciddi formudur; omuriliğin ve meningelerin defektli şekilde dışarı çıkmasıdır. Arnold-Chiari malformasyonu (tip II), meningo-myelosel ile en sık birlikte görülen serebellar ve beyin sapı anomalileridir. Bu malformasyonda, serebellar tonsiller ve beyin sapı foramen magnumdan aşağı doğru sarkar. Bu durum genellikle miyelomeningosel ile birliktedir.

Meningomyelosel ile en sık birlikte görülen malformasyon aşağıdakilerden hangisidir? A) Dandy-VValker B) Arnold Chiari C) Dermoid kist D) Menengiom E) Sakrum agenezisi Arnold Chiari malformasyonu (Tip II), meningomyelosel ile çok yakın bir ilişki içindedir ve neredeyse tüm meningomyelosel vakalarında görülür. Bu malformasyonda, beyincik ve beyin sapının bir kısmı omurilik kanalına doğru aşağıya doğru yer değiştirir. … Devamını oku

Aterosklerotik anevrizmalar, damar sertleşmesi (ateroskleroz) nedeniyle damar duvarının zayıflaması sonucu oluşan balonlaşmalardır. Bu tür anevrizmaların en sık görüldüğü lokalizasyon Abdominal aorta’dır. Aterosklerotik anevrizmalar, arter duvarında ateroskleroz nedeniyle oluşan zayıflama sonucu meydana gelir. En sık görüldüğü yer;  Abdominal aortadır, özellikle de renal arterlerin altındaki infrarenal segmenttir. Nedeni, Duvar yapısı daha zayıftır (medya tabakası görece incedir), Vasa vasorum (damarın damarları) abdominal aortada daha azdır, beslenme yetersizliği, zayıf duvar, Aterosklerotik plaklar burada sık yerleşir.

Aterosklerotik anevrizmalar en sık aşağıdaki lokalizasyonlardan hangisinde oluşur? A) A. Serebri media B) A. Karotis interna C) Sol ana koroner arter D) Abdominal aorta E) A. İliaka kommunis Aterosklerotik anevrizmalar, damar sertleşmesi (ateroskleroz) nedeniyle damar duvarının zayıflaması sonucu oluşan balonlaşmalardır. Bu tür anevrizmaların en sık görüldüğü lokalizasyon Abdominal aorta‘dır. Aort, kalpten çıkan ve vücuda kan … Devamını oku

Eritroplaki, ağız mukozasında görülen kırmızımsı, yassı veya hafif kabarık lezyonlardır. Histopatolojik olarak sıklıkla: Displazi, Karsinoma in situ veya doğrudan invasiv skuamöz hücreli karsinom ile uyumlu bulunur. Bu nedenle maligniteye dönüşme riski en yüksek olan premalign lezyon olarak kabul edilir.

Aşağıda sayılan ağız içerisinde görülebilen lezyonlardan hangisin malignleşme olasılığı en yüksektir? A) Skuamoz papillom B) Beçet hastalığında görülen oral aftlar C) Lökoplaki D) Eritroplaki E) Tüylü (hairy) lökoplaki Ağız içerisinde görülebilen lezyonlardan malignleşme (kanserleşme) olasılığı en yüksek olanı Eritroplaki‘dir. Eritroplaki, ağız mukozasında görülen, kırmızı renkli, kadifemsi veya granüler yüzeyli lezyonlardır. Bu lezyonlar genellikle asemptomatiktir (belirti … Devamını oku

Serviksin en sık görülen malign (kötü huylu) tümörü: Skuamöz hücreli karsinomdur. Servikal kanserlerin yaklaşık %70-80’ini oluşturur. HPV (özellikle tip 16 ve 18) enfeksiyonu ile güçlü ilişkilidir. Transformasyon zonu adı verilen alandan gelişir (skuamöz ve glandüler epitelin birleştiği bölge).

Serviksin en sık görülen tümörü aşağıdakilerden hangisidir? A) Endoservikal polip B) Skuamöz hücreli karsinom C) Adenoma malignum D) Clear celi karsinom E) Papiller adenokarsinom Serviksin (rahim ağzı) en sık görülen tümörü Skuamöz hücreli karsinom‘dur. Serviks kanserlerinin büyük çoğunluğu (%80-90’ı) skuamöz hücreli karsinomlardır. Bu tümörler, serviksin dış kısmını (ektoserviks) kaplayan skuamöz hücrelerden köken alır. Human Papillomavirüs … Devamını oku

KOAH alevlenmelerinde en sık karşılaşılan bakteriyel patojenler şunlardır: Haemophilus influenzae, Streptococcus pneumoniae, Moraxella catarrhalis

Kronik obstrüktif akciğer hastalığı olanlarda akut enfeksiyonun en sık etkeni aşağıdakilerden hangisidir? A) Streptecoccus pnömonia B) Hemophilus influenza C) Moraxella katarhalis D) Stafilococcus aureus E) Pseudomonas aureginoza Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı (KOAH) olan kişilerde akut enfeksiyonların (alevlenmelerin) en sık görülen bakteriyel etkeni Haemophilus influenzae‘dir. KOAH alevlenmelerinde en sık karşılaşılan bakteriyel patojenler şunlardır: Haemophilus influenzae, Streptococcus … Devamını oku

Neurofibrom ve Schwannomlar arasındaki farklar

🧠  Nörofibromlar (Neurofibrom) – Özellikleri: 🔸 Kapsülsüzdür: 🔸 Sinir Lifleri İçinde Yayılır: 🔸 Ağrısızdır: 🔬  Ayırıcı Özellik – Schwannomlara Kıyasla: Özellik Nörofibrom Şıvannom (Schwannoma) Kapsül ❌ Yok ✅ Vardır (iyi sınırlı) Sinirle ilişkisi Sinirin içinde yayılır Sinirin yanında büyür, dıştan sarar Cerrahi çıkarılabilirlik Zordur (nörolojik hasar riski yüksek) Kolaydır, genellikle sinir korunabilir Ağrı Sıklıkla ağrısız … Devamını oku

Signet Ring Hücreli Karsinomu

Signet Ring Hücreli Karsinomu 🔬  Signet Ring Hücreli Karsinom (SRCC) 📌  Tanım: Signet ring hücreli karsinom, hücrelerin içinde müsin (salgı maddesi) birikmesi sonucu çekirdeğin perifere itilmesiyle oluşan, mikroskopta taşlı yüzük benzeri görünüm gösteren bir adenokarsinom alt tipidir. 🧫  Mikroskobik Görünüm: 🎯  Görüldüğü Başlıca Organlar: 🧪  Histokimyasal ve İmmünohistokimyasal Boyamalar: ⚠️  Klinik Özellikler: 🧠 Not: 🩺 … Devamını oku