Tenekteplaz, bir fibrinolitik (trombolitik) ajandır. Akut miyokard enfarktüsü sırasında kalbi besleyen tıkalı koroner arterdeki kan pıhtısını çözerek kan akışını yeniden sağlamak için kullanılır. Fibrinolitik tedavi, özellikle STEMI’de, PKG’nin hızlıca yapılamadığı durumlarda veya erken dönemde reperfüzyon sağlamak amacıyla tercih edilir. NSTEMI veya kararsız anjina tedavisinde kontraendikedir (kullanılmaz). Bu yüzden, sadece akut ST segment elevasyonlu miyokard enfarktüsü tedavisinde kullanılan bir ilaçtır. Fibrinolitikler (tenekteplaz, alteplaz, streptokinaz) sadece STEMI’de endikedir. NSTE-ACS’de fibrinolitik tedavi kontrendikedir (yararsız ve zararlı olabilir). Tenekteplaz, bir fibrinolitik ajandır ve sadece akut ST segment elevasyonlu miyokard enfarktüsü (STEMI) tedavisinde endikedir. Non-ST elevasyonlu AKS (NSTEMI) veya unstable anginada kullanılmaz.

Akut koroner sendrom tedavisinde kullanılan aşağıdaki ajanlardan hangisi sadece akut ST segment elevasyonlu miyokard enfarktüsü tedavisinde kullanılır? Doğru cevap: b) Tenekteplaz Açıklama: Akut koroner sendrom (AKS) tedavisinde kullanılan ajanlar farklı klinik senaryolarda rol oynar. Tenekteplaz, bir fibrinolitik ajandır ve sadece akut ST segment elevasyonlu miyokard enfarktüsü (STEMI) tedavisinde, özellikle primer perkütan koroner girişim (PCI) yapılamadığı durumlarda kullanılır. Diğer seçenekler ise hem STEMI … Devamını oku

Eksternal iliak arterin bağlanması – Bu uygulama postpartum hemoraji yönetiminde yer almaz. Major bir arterdir ve bağlanması ciddi iskemik komplikasyonlara yol açabilir. Bu nedenle tercih edilmez. Eksternal iliak arterin bağlanması, pelvik dolaşımı ciddi şekilde bozabileceğinden (alt ekstremite iskemisi riski) ve uterin kanamada etkisi sınırlı olduğundan standart bir yöntem değildir. Bunun yerine internal iliak arter (hipogastrik arter) bağlanması tercih edilir. Eksternal iliak arter, bacağın ana kanlanmasını sağlayan bir damardır ve pelvise giden kan akışına doğrudan katkıda bulunmaz. Eksternal iliak arterin bağlanması, bacağın iskemisine (kanlanma yetersizliği) yol açabilir ve postpartum kanamada uterin kan akışını etkilemez. Uterusun kanlanması, primer olarak internal (hipogastrik) iliak arterlerden sağlanır. Dolayısıyla, bu arterin bağlanması, uterin atoni kanamasının yönetiminde uygun bir yöntem değildir.

Postpartum  uterin atoni kanamasının yönetiminde aşağıdaki uygulamalardan hangisi yer almaz ? Doğru cevap: e) Eksternal iliak arterin bağlanması Açıklama: Postpartum uterin atoni kanamasının yönetiminde eksternal iliak arterin bağlanması rutin bir uygulama değildir ve genellikle tercih edilmez. Bunun yerine, aşağıdaki yöntemler kullanılır: a) Aort kompresyonu: Geçici bir önlem olarak uygulanabilir (örn. cerrahi müdahale öncesi kanamayı azaltmak için). b) Hipogastrik arterin bağlanması: Uterusa … Devamını oku

Ketamin; Dissosiyatif bir anestezik ve analjeziktir. Etkisini başlıca NMDA reseptörlerini bloke ederek gösterir. Ketamin’in spesifik bir antagonisti yoktur.

Aşağıda verilen ilaç ve ilacın antagonisti eşleştirmelerinden hangisi yanlıştır Formun Altı Doğru cevap: e) Ketamin – N-asetilsistein Açıklama: Diğer seçenekler doğru antagonist eşleştirmelerini gösterirken, Ketamin’in spesifik bir antagonisti yoktur. N-asetilsistein (NAC) bir antioksidan ve asetaminofen toksisitesinin antidotudur, Ketamin ile ilişkisi yoktur. Doğru eşleştirmeler: a) Midazolam (GABA-A agonisti) – Flumazenil (Benzodiazepin antagonisti) b) Heparin (antikoagülan) – Protamin (Heparinin etkisini nötralize … Devamını oku

Pozitif nitrojen dengesi; Pozitif denge, yapımın (anabolizma) yıkımdan (katabolizma) fazla olduğu durumu tanımlar. Travmada ise negatif nitrojen dengesi görülür → protein yıkımı artar.

Aşağıdakilerden hangisinin majör bir travmaya vücudun verdiği metabolik yanıtlardan biri olması en az olasıdır Majör bir travmaya vücudun verdiği metabolik yanıtlardan en az olası olanı a) Pozitif nitrojen dengesidir. Açıklama: Majör travma, yanık veya ciddi enfeksiyon gibi durumlarda vücut katabolik bir faza girer. Bu süreçte: Kas proteolizi (kas yıkımı) artar (b). Glukoneogenez (glikojen depoları tükenince yeni glukoz üretimi) hızlanır … Devamını oku

Kanser invazyonu ve metastaz sürecinde plazminojenin plazmine dönüşümü, tümör hücrelerinin çevre dokuyu invaze etmesi ve bazal membranı yıkması için kritik öneme sahiptir. Bu dönüşümü sağlayan en önemli mediyatörlerden biri ürokinaz tip plazminojen aktivatörüdür (uPA).

Kanser invazyonunda plazminojeni plazmine çevirerek etki eden mediyatör aşağıdakilerden hangisidir?A) E-kaderin B) İntegrinC) Ürokinaz D) FibronektinE) P- kaderin C) Ürokinaz Açıklama: Kanser invazyonu ve metastaz sürecinde plazminojenin plazmine dönüşümü, tümör hücrelerinin çevre dokuyu invaze etmesi ve bazal membranı yıkması için kritik öneme sahiptir. Bu dönüşümü sağlayan en önemli mediyatörlerden biri ürokinaz tip plazminojen aktivatörüdür (uPA). Ürokinazın (uPA) … Devamını oku

Yaygın değişken immün yetmezlik (CVID), hipergamaglobulinemi ile karakterizedir. Bu hastalıkta B hücrelerinin olgunlaşma ve antikor üretme yeteneği bozulur, ancak bazı hastalarda poliklonal hipergamaglobulinemi (özellikle IgM artışı) görülebilir. Ayrıca, otoimmünite ve lenfoproliferatif yanıtlar nedeniyle de gamaglobulin düzeyleri yükselebilir.

Aşağıdaki bağışıklık sistemi bozukluklarından hangisinde hipergamaglobulinemi sık rastlanan bir bulgudur?A) Ağır kombine immün yetmezlikB) Bruton hastalığıC) Yaygın değişken immün yetmezlikD) Kronik granülomatöz hastalıkE) X’e bağlı lenfoproliferatif hastalık C) Yaygın değişken immün yetmezlik (Common Variable Immunodeficiency, CVID) Açıklama: Yaygın değişken immün yetmezlik (CVID), hipergamaglobulinemi ile karakterizedir. Bu hastalıkta B hücrelerinin olgunlaşma ve antikor üretme yeteneği bozulur, … Devamını oku

Kronik ishal, gelişme geriliği, ağız ve perianal büllöz lezyonlar ve düşük plazma çinko düzeyi, akrodermatit enteropatika (AE) için tipik bulgulardır.

Kronik ishal, gelişme geriliği, ağız ve perianal bölgede büllöz lezyonları olan ve plazma çinko düzeyi düşük olan 8 aylık bir bebekte en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir?A) Çölyak hastalığıB) AbetalipoproteinemiC) Primer lenfanjiektaziD) İnek sütü alerjisiE) Akrodermatit enteropatika E) Akrodermatit enteropatika Açıklama: Bu hastada görülen kronik ishal, gelişme geriliği, ağız ve perianal büllöz lezyonlar ve düşük plazma … Devamını oku

Wolman hastalığı, erken infantil dönemde hepatosplenomegali + adrenal kalsifikasyon + malabsorbsiyon triadı ile karakterizedir

Doğumdan sonraki ilk günlerde başlayan kusma, ishal, hepatosplenomegali, ateş ve gelişme geriliği olan 2 aylık bebeğin, çekilen karın grafisinde adrenal bezlerde kalsifikasyon saptanıyor.Bu hasta için en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir?A) Kolesteril ester depo hastalığıB) Wolman hastalığıC) Zellweger sendromuD) Neonatal adrenolökodistrofiE) Mitokondriyal hepatopati Bu klinik tablo ve radyolojik bulgularla en olası tanı B) Wolman hastalığıdır. Detaylı … Devamını oku

Tanner Evre III, pubertenin orta dönemidir ve genellikle 9-13 yaş arası kızlarda görülür.

Dokuz yaş altı aylık kız çocuğunun fizik muayenesinde, meme ve aerolasının genişlediği ancak birbirinden sınır ayrımı yapılamadığı, pubik kıllanmasının olduğu ve kıvrımlaşmaya henüz başladığı, pubik bölgesinin koyulaştığı gözleniyor.Menstrüasyonu başlamayan bu çocuğun seksüel maturasyon evre aşağıdakilerden hangisidir?A) Evre l B) Evre llC) Evre III D) Evre IVE) Evre V Bu çocuğun seksüel maturasyon evresi, verilen bulgulara göre Tanner … Devamını oku