Pozitif nitrojen dengesi; Pozitif denge, yapımın (anabolizma) yıkımdan (katabolizma) fazla olduğu durumu tanımlar. Travmada ise negatif nitrojen dengesi görülür → protein yıkımı artar.

Aşağıdakilerden hangisinin majör bir travmaya vücudun verdiği metabolik yanıtlardan biri olması en az olasıdır Majör bir travmaya vücudun verdiği metabolik yanıtlardan en az olası olanı a) Pozitif nitrojen dengesidir. Açıklama: Majör travma, yanık veya ciddi enfeksiyon gibi durumlarda vücut katabolik bir faza girer. Bu süreçte: Kas proteolizi (kas yıkımı) artar (b). Glukoneogenez (glikojen depoları tükenince yeni glukoz üretimi) hızlanır … Devamını oku

Divertikülit perforasyonu

Altmış sekiz yaşındaki erkek hasta, karın sol alt kadran ağrısı şikâyetiyle acil servise başvuruyor. Abdominal ultrasonografisinde sigmoid kolon komşuluğunda pelvik yerleşimli apse kolleksiyonu tespit ediliyor. Karın içi diğer organ ve yapıların normal olduğu görülüyor. Bu hasta için en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir? Altmış sekiz yaşındaki erkek hastanın karın sol alt kadran ağrısı ve abdominal ultrasonografisinde … Devamını oku

Pankreas Kistik Lezyonları: IPMN vs MCN vs SCA

Özellik IPMN Musinöz Kist Neoplazisi (MCN) Seröz Kistadenom (SCA) Hasta Profili Daha çok yaşlı erkekler Orta yaş kadınlar (40-50 yaş) Orta yaş kadınlar (50-70 yaş) Lokalizasyon Baş, gövde, kuyruk; ana veya yan pankreatik kanal Genellikle kuyruk Genellikle kuyruk Kist Kanal İlişkisi Ana pankreatik kanal veya dallarıyla bağlantı Kanal bağlantısı yok Kanal bağlantısı yok Kist Yapısı … Devamını oku

Geriatrik bir hastada tekrarlayan pankreatit atakları, pankreas baş kısmında saptanan 4 cm’lik kist ve özellikle ana pankreatik kanalda genişleme ile bu kanalın kist ile bağlantısı bulguları, en olası tanının İntraduktal Papiller Müsinöz Neoplazi (İPMN) olduğunu düşündürtmelidir.

Yetmiş yaşındaki erkek hasta karın ağrısı ve kilo kaybı şikayetleriyle başvuruyor. Öyküsünden tekrarlayan pankreatit atakları olduğu öğreniliyor. Abdominal bilgisayarlı tomografisinde pankreasın baş kısmında 4 cm’lik kist saptanıyor. Ana pankreatik kanalda genişleme ve kanalın kist ile bağlantısı olduğu rapor ediliyor. Bu hasta için en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir? A) Seröz kist B) Musinöz kist C) İntraduktal … Devamını oku

Poland sendromu, tek taraflı (ipsilateral) olarak memede, pektoral kaslarda ve göğüs duvarında (toraks) gelişim kusurları ile karakterize nadir görülen bir doğumsal anomalidir.

Meme gelişim anomalilerinden Poland sendromunu aşağıdakilerden hangisi tanımlar?A) Bir memenin normal, diğerinin hipoplazik olmasıB) Bir memenin hiperplazik, diğerinin hipoplazik olmasıC) Her iki memede hiperplazi ve asimetri olmasıD) İpsilateral meme, pektoral kas ve toraksta hipoplazi görülmesiE) Bir memenin normal, diğerinin hiperplazik olması Poland sendromu, tek taraflı (ipsilateral) olarak memede, pektoral kaslarda ve göğüs duvarında (toraks) gelişim … Devamını oku

Subskapüler arter: Aksiller arterin bir dalıdır ancak primer olarak skapula ve omuz kaslarını (latissimus dorsi, teres major gibi) besler. Memenin kanlanmasına doğrudan veya anlamlı bir katkısı yoktur.

Aşağıdaki damarsal yapıların hangisi memenin kanlanmasına katkıda bulunmaz?A) Lateral torasik arterB) Posterior interkostal arterC) İnternal mammarian arterD) Subskapüler arterE) Torakoakromial arter Memenin kanlanması, özellikle birden fazla kaynaktan beslenmesiyle bilinen bir damarsal ağa sahiptir. Soruda bahsedilen damarsal yapıları inceleyerek memenin kanlanmasına hangisinin katkıda bulunmadığını belirleyelim: A) Lateral torasik arter: Aksiller arterin bir dalıdır ve memenin lateral (dış … Devamını oku

Acinetobacter baumannii: Bu bakteri, özellikle yoğun bakım üniteleri (YBÜ), uzun süreli hastane yatışları, invaziv prosedürler (ventilatör kullanımı gibi) ve geniş spektrumlu antibiyotik kullanımı ile ilişkili, çoklu ilaca dirençli (MDR) bir hastane enfeksiyonu etkenidir. Hastada henüz ikinci gün ve daha önce hastane öyküsü yokken, Acınetobacter baumannii gibi dirençli bir hastane suşunun bu kadar hızlı enfeksiyon geliştirmesi olasılığı düşüktür. Genellikle uzun süreli yatan, bağışıklığı baskılanmış veya çok sayıda invaziv girişimi olan hastalarda daha sık görülür.

Mide kanseri nedeniyle ameliyat edilmesi planlanan ve antibiyotik kullanmayan bir hastada, hastaneye yatışının 2. gününde yüksek ateş ve mental konfüzyon ortaya çıkıyor. Tam kan sayımında lökositozu olan, öksürükle koyu bir sekresyon çıkaran hastanın akciğer grafisinde infiltrasyonlar izleniyor. Daha önce hastaneye yatış öyküsü olmayan hastada bu aşamada aşağıdaki patojenlerden hangisinin görülme olasılığı en azdır?A) Streptococcus pneumoniaeB) Acinetobacter … Devamını oku

Travma sonrası TNF-α salınımı, 2. saatten sonra değil, travmanın ilk dakikaları içinde başlar ve genellikle ilk birkaç saat içinde en yüksek seviyelerine ulaşır. Bu hızlı ve güçlü yanıt, vücudun acil savunma mekanizmasının bir parçasıdır, ancak aşırı ve kontrolsüz olduğunda Sistemik İnflamatuar Yanıt Sendromu (SIRS) ve çoklu organ yetmezliği gibi ciddi komplikasyonlara yol açabilir.

İnce barsak anjiodisplazisi

İnce bağırsak anjiodisplazisi, sindirim sisteminin kanama nedenlerinden biri olan, iyi huylu (benign) vasküler lezyonlardır. Genellikle damar ektazisi veya arteriyovenöz malformasyon (AVM) olarak da adlandırılırlar, ancak anjiodisplazi terimi genellikle mukozada ve submukozada yerleşim gösteren, genişlemiş, anormal ve frajil (kırılgan) kan damarlarını tanımlamak için kullanılır. Tanım ve Özellikler Klinik Belirtiler İnce bağırsak anjiodisplazisi genellikle ağrısız ve aralıklı … Devamını oku

Ormond hastalığı, İdiyopatik retroperitoneal fibrozis (İRF) olarak da bilinir. Bu hastalık, karın boşluğunun arka kısmında (retroperiton) anormal bağ dokusu (fibrozis) birikimi ile karakterizedir. Bu fibröz doku, çevredeki yapıları sıkıştırabilir.

En sık olarak etkilenebilecek yapılardan biri üreterlerdir. Fibröz dokunun üreterlere baskı yapması sonucunda, böbreklerden idrar akışı engellenir ve bu durum hidronefroza (böbreklerde idrar birikmesi ve şişme) neden olabilir. Tedavi edilmezse böbrek yetmezliğine yol açabilir. “İdiyopatik” terimi, hastalığın bilinen kesin bir nedeninin olmadığı anlamına gelir. Ancak, bazı durumlarda ilaçlar (örn. metiserjit, ergotamin), otoimmün hastalıklar veya belirli … Devamını oku