FXII eksikliği pıhtılaşma testlerinde bozukluk yaratmasına karşın klinik olarak kanamaya yol açmayan nadir bir hastalıktır. Sıklık İlk defa 1955 yılında John Hageman isimli bir hastada gösterilmiş olması nedeniyle Hagemen faktör adıyla da anılan Faktör XII’nin eksikliği nadir bir durumdur. FXII eksikliği genellikle klinik belirti vermeyen bir durum olması itibarı ile gerçek sıklığı hakkında yeterli veri bulunmamaktadır. Sıklığının milyonda bir düzeyinde olduğu tahmin edilmektedir.
Faktör XII ya da diğer adıyla Hageman faktörü tek zincirli beta globulinden oluşan bir serin proteazdır. Moleküler ağırlığı 80000- 84000 Da civarındadır. Normal aktivite düzeyi % 60 ile 130 arasında değişir. Yüklü yüzeyler (cam, kaolin, dekstran, kollajen, v.b.), ve kallikrein tarafından parçalanarak etkin hale gelir. Kendi de prekallikrein, FXI, FVII, plazminojen ve kompleman C1’parçalayarak aktif hale getirir. FXII ile kallikrein temas sistemi ile kininleri, fibrinolitik sistemi ve kompleman sistemini birbirine bağlayan önemli iki moleküldür. Ayrıca proreninden renin oluşmasını ve nötrofillerin kemotaktik faktörlere duyarlı hale gelmesini de sağlar. C1 esteraz inhibitörü aynı zamanda FXII’nin de başlıca inhibitörüdür. Ayrıca AT, antiplazmin veya alfa-2 makroglobulinin de FXII’yi inhibe edebildiği bilinmektedir. FXII geni 5.kromozomun uzun kolunda bulunmaktadır. Nadiren otozomal dominant geçiş bildirilmiş olmasına rağmen FXII eksikliği temel olarak otozomal resesif kalıtılır; bu nedenle erkek ve kadınların aynı oranda etkilenmesi beklenir.
Edinsel FXII eksikliği en sık nefrotik sendromda görülür. Bunun nedeni tam olarak aydınlatılamamıştır; nefrotik sendromda FXII düzeyi tek başına böbrekten kayıpla açıklanamayacak düzeyde düşüktür.. Gebelik ve oral kontraseptif kullanımının FXII düzeylerinde artışa neden olduğu gösterilmiştir.
Majör ameliyatlar da dahil olmak üzere FXII eksikliğine bağlı kanama beklenen bir bulgu değildir. Ciltte morluk ve artmış burun kanaması nadir olarak bildirilmiştir. FXII eksikliği bulunan kişilerde artmış tromboz riski olabileceğini düşündüren veriler mevcuttur. Eksikliğin ilk tanımlandığı kişi olan John Hageman pulmoner emboli sonucu ölmüştür.
FXII eksikliğinde artmış inme, miyokard enfarktüsü ve derin ventrombozu riski olduğunu ileri süren gözlemler vardır. Farklı çalışmalarda FXII eksikliği bulunanlarda %1-8 oranında ciddi tromboembolik olay sıklığı bildirilmiştir.
Temas faktör sisteminin aktivasyonuna yol açarak edinsel FXII eksikliğine yol açan patolojik durumlar
1-Nefrotik sendrom
2-Endotoksinlerin tetiklediği sepsis ve şok
3-Yaygın damar içi pıhtılaşma sendromu
4-Erişkinin sıkıntılı solunum sendromu
5-Polistemivera
6-Hepatik siroz
Kanama öyküsü olamayan bir kişide saptanan izole aPTZ uzunluğunun en sık nedenidir. Faktör XII eksikliği pıhtılaşma testlerinde (aPTZ) uzamaya yol açsa da klinikte kanama ile seyretmez. Tanı genellikle cerrahi işlem öncesi yapılan taramalar esnasında uzun bulunan aPTZ’nin araştırılması ile rastlantısal olarak konur.
Trombosit sayımı, kanama zamanı, protrombin zamanı, trombin zamanı normal bulunur. Özellikle homozigot faktör XII eksikliği olanlarda aPTZ belirgin olarak uzamıştır. Ancak karışım testinde normal plazma ilavesini takiben tamamen normale döner. Heterozigot eksikliklerde aPTZ’de orta dereceli bir uzama görülür. Tanı FXII çalışmasında faktör aktivitesinin beklenen sınırın altında olduğunun gösterilmesiyle doğrulanır.
Herhangi bir tedavi gerektirmez. Pıhtılaşma testini düzeltmeye yönelik yapılacak plazma yerine koyma tedavilerinin tromboz riskini artırabileceğini düşündüren veriler mevcuttur.
Aşağıdaki patolojilerden hangisi temas faktör sisteminin aktivasyonuna yol açarak edinsel FXII eksikliğine neden olan durumlar arasında yer almaz?
a-Nefrotik sendrom
b-Subakut bakteriyel endokardit***
c-Erişkinin sıkıntılı solunum sendromu
d-Polistemi vera
e-Hepatik siroz