Ruminasyon, tekrarlayıcı biçimde, hiçbir zorlama olmaksızın, hemen yakın zamanda yenen gıdaların regürjite olarak ağza gelmesi ve sonrasında ya ağızdan atılması ya da yeniden çiğnenerek yutulması halidir
Temel olarak ruminasyondaki regürjitasyon, yemeği hemen takiben veya yemek sırasında olur, ama bulantı veya öğürtü ile tetiklenmez
Hastalar sıklıkla yıllardır bu semptomla yaşamış ve bu yakınma ile çok kez hekime başvurmuş olabilir
Ruminasyon sendromu, başta gastroözofageal reflü olmak üzere, tedaviye refrakter kusma, gastroparezi, geğirme ile kolaylıkla karışabilecek ve bu sebeple de gözden kaçabilecek bir klinik tablodur
Aslında ruminasyon, yani başka bir deyişle geviş getirme, otobur ve çok odalı mide yapısına sahip hayvanların sindirimine mekanik olarak yardımcı bir metoddur
Ancak insanlarda hastalık olarak tanımlanmalıdır. Çocuklarda, mental ve gelişme geriliği olan bireylerde daha sık görülmekte iken, giderek sağlıklı erişkinlerde de tanımlanmaktadır
Ruminasyon epizodu, mekanik olarak, postprandiyal süreçte gastrik içeriğin yukarı doğru retrograd hareketidir
Başlatıcı manevra, temelde intragastrik basıncın artışıdır
Bu basınç alt özofageal sfinkter basıncını yenerek gastrik içeriğin özofagusa geçişine neden olur
Gastrik içerik özofagusda iken, üst özofageal sfinkter gevşeyerek, gastrik içerik önce farinkse ve oradan ağıza boşalır
Bu durum karın kaslarının elektromiyografisinde rektus kası, internal ve eksternal oblik kaslar ve hatta interkostal kasların aktivitesindeki artış ile gösterilmiştir
Bu durum abdominal kompresyonu arttırırken, torasik ekspansiyonu sağlar
Gastroduodenal manometri incelemelerinde, epizot sırasında, distal duodenumdan başlayarak mide proksimaline kadar tüm sensörlerde eş zamanlı “R” dalgası olarak tarif edilen ani çıkışlı basınç artışı kaydedilmiştir
Postprandial yüksek rezolüsyonlu manometride ise gastrik basıncın ruminasyon sırasında 30 mmHg’ı aştığı gösterilmiştir
Öte yandan farklı teknikler ile gastrik motilitenin değerlendirildiği çalışmalarda, ruminasyon patogenezinde bozulmuş gastrik akomodasyona ait tartışmalı yayınlar bulunmaktadır
Ayrıca alt özofageal sfinkterin toraksa doğru yer değişikliğinin yalancı herni yaratarak ruminasyon patogenezine katkısı olabileceği düşünülmüştür. Fakat sağlıklı kontrol grubunda da benzer bulgular saptandığından bu faktörün klinik önemi açıklığa kavuşmamıştır
Ruminasyon sendromu, 3 farklı mekanizmaya dayanarak 3 farklı tipte tarif edilmiştir
1-Primer Ruminasyon: İntragastrik basınç artışı istemli başlatılsa bile önceden tasarlanmış, planlanmış ve farkında olarak değildir. Hastaların ruminasyon davranışını başlatan olay net olarak ifade edilememektedir. Ancak stresli hayat olaylarının gölgesinde tetiklenebileceği düşünülmektedir. İnsanların böyle gereksiz bir manevrayı edinmeleri genellikle somatizasyon bozukluğuna dayandırılmaktadır.
2- Sekonder Ruminasyon (Reflü ile Tetiklenen Ruminasyon): Weusten ve arkadaşlarının yaptığı bir çalışmada ruminasyon davranışının abdomende tuhaf, rahatsız edici bir hissin olması ile tetiklendiği gösterilmiştir. Bu olgularda alt özofageal sfinkterdeki geçici gevşeme ve akabindeki reflü epizodunun başlaması ile ruminasyon görülmüştür.
3- Supragastrik Geğirti ile Tetiklenen Ruminasyon: Supragastrik geğirti, diafragma kontraksiyonu ile ilişkili dir. Yani özofagusta negatif basınca neden olur. Böylelikle hem hava kolaylıkla özofagusa yutulur hem de gastrik içerik kolaylıkla postprandial artan gastrik basınçla özofagusa geçebilir
Ruminasyon sendromu ile karışabilecek hastalıkların klinik özellikleri, tanısal testleri ve tedaviler