Nöroblastomda seyrek olarak görülen ancak nöroblastom için karakteristik olan bazı bulgular

1-Transvers miyelopati: Paraspinal yerleşimli nöroblastomlar omurilik boyunca spinal foramenlerden içeriye doğru kum saati şeklinde büyüyebilir. Hastalarda spinal kord basısına neden olarak motor veya duyu kaybına, sırt ağrısına veya sfinkter disfonskiyonuna yol açabilir. Hastalar lokalize sırt ağrısı, subakut veya akut parapleji, mesane yada anal sifinkter kusuru gibi bulgularla başvurabilir. Bu bulguların erken tanınarak nörolojik sekel gelişmeden önce basının ortadan kaldırılması önemli bir pediatrik acildir. İyileşme bulguların şiddetine ve süreye bağlıdır. Hastaların yaklaşık yarısında bu nörolojik bulgular uzun süre kalıcı olabilir. Nörolojik sekel düzeyini en aza indirmek amacıyla tedavide cerrahi veya radyoterapiden önce kemoterapi verilir

2-Opsomyoklonus-ataksi sendromu: Opsomyoklonus sendromu (OMS) yeni tanı almış nöroblastom olgularında %2-4 sıklıkla görülebilen bir sendromdur. En sık 18-24 ay arasında görülür. Nöroblastom antijenine karşı oluşan Ig G ve Ig M yapısındaki otoantikorların serebellum ve beyindeki bazı sinir hücreleri ile çapraz reaksiyona girmesi sebebiyle görülür. Hızlı göz hareketleri (opsoklonus), ataksi ve myoklonik sıçramalar ile karakterizedir. Genellikle iyi biyolojik özelliklere sahip nöroblastom hastalarında gözlenen bu sendrom, iyi tümör prognozu ile ilişkilendirilmektedir. Tümörün regresyonu ile tüm semptomlar kaybolabilir, ancak %70 olguda nörolojik sekeler (algılama ve motor gelişme geriliği, dil sorunları, davranışsal bozukluklar gibi) uzun süre kalıcı olabilir. Tedavide kortikosteroidler ve iv immun globulinler kullanılmaktadır. OMS tanısı alan çocukların %30-50’si nöroblastom tanısı almaktadır. Bu nedenle OMS tanısı alan her hasta nöroblastom açısından MIBG sintigrafisi ve tüm vücut BT çekilerek dikkatle değerlendirilmelidir

3-Horner sendromu: Horner sendromu, pitoz, miyozis ve anhidroz ile karakterize bir sendromdur. Sempatik yolağın hipotalamustan göze kadar olan seyri sırasında herhangi bir seviyede hasarına bağlı olarak gelişir. Toraks üst kısmı ya da servikal yerleşimli bir tümör “Horner sendromu”na (tek taraflı pitoz, miyozis ve anhidrozis) yol açabilir. Heterokromi de nöroblastom olgularında görülebilecek bulgulardan biridir, genellikle Horner sendromu ile birlikte görülür. Ayrıca büyük torasik tümörler bası ile “superior vena kava sendromu”na sebep olabilir. Estezionöroblastom, olfaktör sinir epitelinden köken alan nöroblastomdur, görme-koku bozukluğu, burun tıkanıklığı, baş ağrısı yapabilir. Metastaz riski yüksek, prognozu kötüdür

4-Hipertansiyon: Tümörün renal arter basısı veya ürettiği katekolaminler ve onların metabolitleri nedeniyle hipertansiyon görülebilir. Kemoterapi ile hipertansiyon düzelmeyebilir, kitlenin cerrahi rezeksiyonu ve renal arter basısının kaldırılması gerekir

5-Pepper sendromu: Masif karaciğer tutulumu (örn. Evre 4S gibi), infant hastalarda belirgin solunum sıkıntısı yaratabilir.

6-Düzelmeyen ishal: Dirençli sekretuar ishal, hipokalemi ve dehidratasyon (Kerner-Morrison sendromu), nöroblastom hücrelerinden salgılanan vazoaktif intestinal peptid nedeniyle görülebilecek durumlardır. Bu tümörler ganglionöroblastom ve ganglionörom gibi matür tümörlerdir. Tümör rezeksiyonu sonrasında çoğunlukla düzelir.