Vertebral hemanjiyomlar yaygın iyi huylu damarsal lezyonlardır. Sıklıkla asemptomatiklerdir.
En sık bulgu ağrıdır. Tedavi seçenekleri cerrahi, lezyon içerisine alkol enjeksiyonu, metil metakrilat ile vertebroplasti, embolizasyon ve radyoterapidir.
Hemanjiyomlar iyi huylu, yavaş büyüyen, vasküler tümörlerdir ve kemik dahil vücudun her bölgesinde ortaya çıkabilirler.
Otopsilerin %11’inde vertebral hemanjiyomlar saptanmaktadır ve bu olgular asemptomatik olanlardır. Fakat bazen agresif seyir gösterebilirler ve spinal kordu etkileyerek nörolojik hasar yaratabilirler. En sık gözlenen semptom ağrıdır.
Vertebral hemanjiyomlar ilk olarak 1867 yılında Virchow tarafından tanımlanmıştır ve radyolojik karakteristik özellikleri 1926 yılında Perman tarafından belirlenmiştir. Çoğunluğunun asemptomatik olması dolayısı ile vertebral hemanjiyomların gerçek insidansının ne olduğu net değildir. Vertebral hemanjiyomların yalnızca %0.9-1.2’si hayatın herhangi bir döneminde semptomatik hale gelebilirler. Hemanjiyomlar direkt grafide kaba vertikal trabeküllü vertebra korpusu fitilli kadifeye benzer.
Bilgisayarlı tomografide (BT) aksiyel kesitlerde noktalı görünüm sergileyen iyi sınırlı hipodens lezyon hemanjiyom için tipiktir. T2 ağırlıklı görüntülerde hiperintens izlenirler ve kontrastlı tetkiklerde belirgin kontrast tutulumu gösterirler.
Manyetik rezonans görüntüleme (MRG) ekstraosseöz uzanımın gösterilmesinde üstündür. Cerrahi, lezyon içerisine alkol enjeksiyonu, metil metakrilat ile vertebroplasti, embolizasyon ve radyoterapi vertebral hemanjiyomlarda semptomları azaltmak ve/veya ortadan kaldırmak amacı ile kullanılmakta olan yöntemlerdir.
Hastaların ağrıları görsel analog skala (VAS) ile değerlendirilir. VAS ağrı skorlamasında 1’den 10’a kadar olan çizelgede, 10 dayanılmaz ağrıyı ve ağrıda hiç azalma olmadığını, 0 ağrının hiç olmadığını ve ağrının tümüyle geçmiş olduğunu göstermektedir.
Hemanjiyom vertebranın en yaygın benign tümörü olup, genel popülasyonda %10 ile %12 arasında insidensi bildirilmektedir. Vertebral hemanjiyomlu olguların büyük bir kısmı asemptomatik iken, ancak %1’i semptomatik hale geçmektedir.
Vertebral hemanjiyomun nörolojik bozukluğa neden olmasında tutulan vertebrada kompresyon kırığı oluşması, ekstradural alana ani kanama, vertebral korpusun posteriyor korteksinde hipertrofi, posteriyor elemenlara anjiyomatöz invazyon ile ekstradural kitlenin oluşturduğu spinal kord kompresyonu gibi bir dizi mekanizma sorumludur.

Orijininin disembriyonel olduğu düşünülmektedir. Kavernöz, kapiller veya mikst tip olabilir. Hemanjiyom kadınlarda erkeklere göre 2/1 oranında daha fazla görülür. Semptomlar 4. ve 5. on yıllık yaşam periyodunda ortaya çıkar.
Çalışmamızda da hemanjiyom kadın hastalarda daha fazla görülmüştür ve literatürle uyumlu olarak ortalama hasta yaşı 55’tir. Hemanjiyomlar genellikle torakal vertebralarda (%90) ve özellikle torakal 3. ve torakal 9. vertebralar arasında yerleşimlidir.
Radyoterapinin segmental kapillerlerde kayba yol açtığı, böylelikle mikrovasküler ağı etkileyerek iskemik değişikliklere sebep olduğu düşünülmektedir. Aynı zamanda radyoterapi antienflamatuvar etkileri vasıtası ile ağrıda azalmaya yol açmaktadır.
Radyoterapi çeşitli çalışmalarda ağrı palyasyonunda tek başına kullanıldığında 15-20 fraksiyonda 30-40 Gy olarak uygulanmıştır.
Bu amaçla en sık 40 Gy doz önerilmektedir. Templin ve ark.nın çalışmasında 20-34 Gy arası doz alan hastaların %39’unda, 36-40 Gy radyoterapi uygulanan hastaların ise %82’sinde ağrı palyasyonu sağlanmıştır.
Miszczyk ve Tukiendorf’un 137 olguluk retrospektif çalışmasında, ağrılı vertebral hemanjiyomlu olguların radyoterapi sonrası şikayetlerinde anlamlı azalma olduğu saptanmış ve ciddi bir yan etki gözlenmemiştir.

Yine Miszczyk ve ark.’nın yapmış olduğu 14 olguluk çalışmada da, radyoterapinin ağrılı vertebral hemanjiyomlu hastalardaki ağrı kontrolündeki etkinliği gözlemlenmiştir.
Heyd ve ark.nın 84 hastadan oluşan çok merkezli çalışmasında, vertebral hemanjiyomlu olguların semptomlarının tedavisinde radyoterapinin etkili olduğu, 34 Gy üzerindeki dozlarda bu etkinliğin daha belirgin hale geldiği saptanmıştır.
Rades ve ark. 117 vertebral hemanjiyomlu hastanın aldıkları radyoterapi dozunu ve farklı dozların semptomları azaltmadaki etkinliklerini karşılaştırmış ve 36-40 Gy düzeyindeki dozların daha etkin olduğunu belirtmişlerdir.
Sonuç olarak, vertebral hemanjiyomlarda ağrı şiddetli ise ve nörolojik defisit mevcutsa tedavi endikasyonu vardır.
Semptomatik vertebral hemanjiyomlarda, özellikle ağrı ana semptom iken, radyoterapi noninvazif, güvenli ve etkin bir tedavi seçeneği olarak hatırda tutulmalıdır.