Retroperitonda görülen en sık görülen yumuşak doku tümörü, Desmoplastik Küçük Yuvarlak Hücreli Tümör (DSRCT)’dür. Bu tümör, t(11;22) kromozom translokasyonunu içerir ve histopatolojik olarak Ewing sarkomuna benzer.

Desmoplastik Küçük Yuvarlak Hücreli Tümör (DSRCT) Yerleşim: Genellikle karın boşluğunda, özellikle retroperitonda (karın zarının arkasında) yerleşir, ancak başka bölgelerde de (plevra, pelvis) görülebilir. Histoloji: Küçük, yuvarlak, mavi hücrelerden oluşan tümörlerdir. “Desmoplastik” terimi, tümör hücreleri arasında belirgin bir fibröz (bağ dokusu) stromanın bulunmasını ifade eder. Genetik Özellik: DSRCT’nin en önemli genetik özelliği, EWSR1 geninin (11. kromozomda) … Devamını oku

Apandisite neden olan parazitlerden biri Enterobius vermicularis’tir.

Enterobius vermicularis, halk arasında kıl kurdu olarak bilinen bir insan parazitidir. Özellikle çocuklarda sık görülen bir enfeksiyondur. Genellikle semptomsuz seyreder veya anal bölgede kaşıntıya neden olur. Ancak, nadir durumlarda apendikse yerleşerek apandisite (apendiksin iltihaplanması) neden olabilir. Parazitin apendiksin lümenini tıkaması veya mukozal hasara yol açmasıyla inflamasyon gelişebilir. Bu durum, apandisit vakalarının küçük bir yüzdesinden sorumludur, … Devamını oku

Kolonun tutulduğu, ince barsağın tutulmadığı, kesintisiz ancak yamalı histolojiye sahip olan, fissürlerin eşlik ettiği ve sigara içiminden sonra başiayabilen hastaiık; İndeterminate kolit (Hem UC, hem crohn karışımıdır)

İndeterminat Kolit; Kolonun tutulduğu, ince bağırsağın tutulmadığı: Ülseratif Kolit’e benzer bir özellik taşır, çünkü Ülseratif Kolit genellikle sadece kolonu etkilerken, Crohn hastalığı sindirim sisteminin herhangi bir yerini, ince bağırsak dahil olmak üzere tutabilir. Kesintisiz ancak yamalı histolojiye sahip olan: Bu ifade bir çelişki içermektedir. “Kesintisiz” tutulum Ülseratif Kolit’in tipik özelliğidir (rektumdan başlar ve proksimale doğru … Devamını oku

İnflamatuvar Bağırsak Hastalıklarının (İBH) etiyolojisi (nedenleri) oldukça karmaşıktır ve multifaktöriyeldir.

İdiyopatiktirler. Otoimmün değildirler. Bu ifade, İBH’nin nedeni tam olarak bilinmediği için “idiyopatik” kabul edildiğini belirtir. “Otoimmün değildirler” ifadesi ise, klasik anlamda bir otoimmün hastalık gibi, vücudun doğrudan kendi dokusuna karşı birincil bir saldırı olmamasından kaynaklanabilir. Bunun yerine, genetik yatkınlığı olan bireylerde çevresel faktörlerin (özellikle bağırsak mikrobiyotası) tetiklediği, bağırsak mukozasında anormal bir immün yanıtın oluşması söz … Devamını oku

AFIP (Armed Forces Institute of Pathology) sınıflaması, GİST’lerin (Gastrointestinal Stromal Tümörlerin) prognozunu öngörmek için mitotik indeks, tümör boyutu ve yerleşim yerine dayalı olarak geliştirilmiş, klinikte yaygın kullanılan detaylı bir risk sınıflamasıdır.

AFIP Sınıflaması – Risk Tablosu Aşağıdaki tablo, mide (gastrik), ince bağırsak, kolon-rektum ve özofagus gibi yerleşim yerlerine göre tümör boyutu ve mitotik aktiviteye göre malignite riskini belirtir. 1. Gastrik (Mide) GİST’ler için AFIP Sınıflaması Tümör Boyutu Mitotik Sayı (/50 HPF) Risk ≤2 cm ≤5 Çok düşük >2–5 cm ≤5 Düşük >5–10 cm ≤5 Orta >10 … Devamını oku

GİST (Gastrointestinal Stromal Tümör) için prognoz kriterleri (prognostik faktörler)

1-Tümör boyutu: Tümör boyutu arttıkça malign potansiyel artar. 2-Mitotik indeks: Bu, GİST’in malign potansiyelini belirlemede en önemli prognostik faktördür. Mitotik indeks, tümör hücrelerinin ne kadar hızlı bölündüğünü gösterir; yüksek mitotik indeks daha agresif bir tümöre işaret eder. 3-Yerleşim yeri: Gastrik (mide) yerleşimli GİST’ler, ince bağırsak yerleşimli GİST’lere göre daha az agresiftir. Yani, ince bağırsak GİST’leri … Devamını oku

GİST (Gastrointestinal Stromal Tümör) eşlik eden sendromlar

1-Carney Sendromu 2-Nörofibromatozis Tip 1 (NF1) Bu iki sendrom, GİST gelişim riskini artıran genetik durumlar olarak bilinir. Çoğu GIST sporadiktir. %5’ten azı kalıtsal ailevi veya idiyopatik multitümör sendromlarının bir parçası olarak ortaya çıkar . Bunlar, sıklık sırasına göre, nörofibromatozis-1 yada vonRecklinghausen hastalığı (NF-1), Carney üçlüsü (gastrik GIST, pulmoner kondroma ve adrenal dışı paraganglioma), c-KIT / … Devamını oku

Polipin malignleşmesinde en önemli faktör, çaptır (boyuttur). Polipin çapı arttıkça malignleşme (kanserleşme) riski de artar.

Genel olarak: Küçük polipler (< 1 cm): Malignleşme riski düşüktür. Orta büyüklükteki polipler (1-2 cm): Risk artar. Büyük polipler (> 2 cm): Malignleşme riski belirgin şekilde yüksektir. Çap dışında malignleşmeyi etkileyen diğer faktörler şunlardır: 1-Histolojik tip: Adenomatöz polipler (özellikle villöz adenomlar) malignleşme potansiyeli en yüksek olanlardır. 2-Displazi derecesi: Yüksek dereceli displazi içeren poliplerde kanser riski … Devamını oku

Tuz kısıtlanması: Asit, karaciğer hastalığına bağlı olarak vücutta sıvı birikmesidir ve bu sıvı birikimi genellikle sodyum (tuz) ve su tutulumu ile ilişkilidir. Tuz kısıtlaması, vücuttaki sodyum miktarını azaltarak suyun damar içinde kalmasını ve karından atılmasını kolaylaştırır. Bu, asit tedavisinin ilk ve en önemli basamaklarından biridir.

Asit tedavisinde ilk basamak aşağıdakilerden hangisidir? A) Tuz kısıtlanması B) Su kısıtlanması C) Diüretik kullanımı D) Parasentez E) Portosistemik şant Tek tek şıkları değerlendirelim: A) Tuz kısıtlanması: Asit, karaciğer hastalığına bağlı olarak vücutta sıvı birikmesidir ve bu sıvı birikimi genellikle sodyum (tuz) ve su tutulumu ile ilişkilidir. Tuz kısıtlaması, vücuttaki sodyum miktarını azaltarak suyun damar … Devamını oku

Standart hepatoselüler karsinom (HCC) ve fibrolamellar hepatoselüler karsinom (FHCC) özellikleri

Standart hepatoselüler karsinom (HCC) ve fibrolamellar hepatoselüler karsinom (FHCC) ile ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) HCC, FHCC’ye oranla erkeklerde daha sık görülür. B) FHCC, HCC’ye göre daha genç yaşta görülür. C) HCC, FHCC’ye göre daha sık rezeke edilebilir tümör­ lerdir. D) HCC, FHCC’ye göre sirozla birlikte daha sık görülür. E) HCC’de alfa fetoprotein pozitifliği FHCC’ye … Devamını oku