Aşağıdaki yumuşak doku tümörlerinin hangisi tipik olarak lenfosit boyutunda, küçük ve yuvarlak hücrelerden oluşur?
A) Leiomiyosarkom
B) Fibrosarkom
C) Malign fibröz histiyositom
D) Malign schwannoma E
) Primitif nöroektodermal tümör*************
—————————–
Primitif Nöroektodermal Tümör (PNET), mikroskopik incelemede sıklıkla lenfosit boyutunda, küçük, yuvarlak, monoton hücrelerden oluşan bir tümör olarak karşımıza çıkar. Bu özellikleri nedeniyle “küçük yuvarlak mavi hücreli tümörler (small round blue cell tumors)” grubuna dahil edilir.
Patolojik Özellikler – PNET
Histolojik Görünüm:
- Küçük, yuvarlak-oval hücreler
- Yoğun bazofilik sitoplazma (boyalarda mavi görünüm verir)
- Hiperkromatik çekirdek
- Az sitoplazma
- Roset oluşumları görülebilir (özellikle Homer Wright rozetleri)
- Nekroz, mitotik aktivite, ve stromal fibrozis eşlik edebilir.
İmmünohistokimya (IHK):
- CD99 (MIC2):
- Diffüz membran boyanması pozitif → En belirgin tanı koydurucu belirteç
- FLI1:
- Nükleer pozitiflik; Ewing ailesi tümörleriyle ortak
- Vimentin: genellikle pozitif
- NSE, sinaptofizin, CD56: Nöroendokrin farklılaşma gösterebilir
- Desmin, myogenin, LCA, CK → Ayırıcı tanı için negatifliği önemlidir
Genetik/Moleküler:
- EWSR1-FLI1 füzyon geni (t(11;22)(q24;q12))
→ PNET ile Ewing sarkomu arasındaki genetik bağlantıdır - FISH veya RT-PCR ile gösterilir
- Bu translokasyon, tanıda altın standart kabul edilir
Ayırıcı Tanıda Düşünülmesi Gerekenler (küçük yuvarlak mavi hücreli tümörler):
| Tümör | Tipik İHK Profili | Öne çıkan özellik |
| PNET / Ewing sarkomu | CD99(+), FLI1(+), vimentin(+), NSE(±) | EWSR1-FLI1 füzyonu |
| Lenfoma | LCA(+), CD20/CD3(+) | Hematolojik kökenli |
| Rabdomyosarkom | Desmin(+), MyoD1(+), Myogenin(+) | Kas farklılaşması |
| Nöroblastom | NSE(+), sinaptofizin(+), chromogranin(+), NB84(+), CD99(-) | Genellikle çocuklarda |
| Medulloblastom | β-katenin, synaptophysin(+), GFAP(±) | Posterior fossa tümörü |
Örnek Patoloji Raporu (Simüle):
Makroskopi:
Kitle, 6×4 cm boyutlarında, solid, beyaz-gri renkli, nekroz alanları içeriyor.
Mikroskopi:
Tümör, lenfosit boyutunda, küçük ve yuvarlak hücrelerden oluşmuştur. Çekirdekler hiperkromatik, nükleolus belirgin değildir. Homer Wright rozet formasyonları gözlenmiştir.
İmmünohistokimya:
- CD99: Diffüz membran pozitif
- FLI1: Nükleer pozitif
- LCA: Negatif
- Desmin: Negatif
- Synaptofizin: Fokal pozitif
- Ki-67: %70 proliferasyon indeksi
Sonuç:
Bulgular periferik PNET / Ewing ailesi tümörü ile uyumludur. Genetik doğrulama için EWSR1-FLI1 füzyonu önerilir.
—————————-
PNET ifadesi, tıbbi literatürde iki farklı anlamda kullanılır. Hangisinden bahsettiğinizi belirtmediyseniz ikisini de aşağıda açıklayayım:
1. Primitif Nöroektodermal Tümör (PNET)
Tanım:
Primitif nöroektodermal tümör, embriyonik nöroektodermal hücrelerden köken alan, yuvarlak küçük mavi hücreli tümörler grubuna dahil malign (kötü huylu) bir tümördür.
Alt Türler:
1-Santral PNET (cPNET):
Beyin ve merkezi sinir sisteminden köken alır (artık WHO sınıflamasında bu terim kullanılmaz; medulloblastom gibi isimlerle ayrılır).
2-Periferik PNET (pPNET):
MSS dışındaki dokulardan (kemik, yumuşak doku) köken alır.
Ewing sarkomu ile histolojik ve genetik olarak çok benzerdir.
Genel Özellikler:
Genellikle çocukluk ve genç erişkinlikte görülür
En sık görülen yerler: pelvis, toraks, uzun kemikler, yumuşak dokular
Mikroskopik: Küçük yuvarlak mavi hücreli tümör
İmmünohistokimya: CD99 (+), FLI1 (+), NSE, vimentin, sinaptofizin gibi belirteçler kullanılabilir
Genetik: EWSR1-FLI1 füzyon geni (özellikle Ewing/PNET’te)
Tedavi:
Cerrahi rezeksiyon
Kemoterapi (vincristine, doxorubicin, cyclophosphamide, ifosfamide, etoposide vs.) Radyoterapi
———————-
Merkezi Sinir Sistemi PNET’leri (CNS PNET’leri)
- Yerleşim: Beynin herhangi bir yerinde ortaya çıkabilirler, ancak genellikle serebral hemisferlerde (beynin büyük yarım küreleri) görülürler. Beyincik, beyin sapı veya omurilikte de bulunabilirler.
- Histoloji (Doku Yapısı): Mikroskop altında, bu tümörler ilkel, az farklılaşmış nöroepitelyal hücrelerden oluşur. Genellikle yüksek mitoz oranı (hızlı hücre bölünmesi) ve nekroz (doku ölümü) alanları gösterirler.
- Moleküler Özellikler: Medulloblastomlar (bir tür beyin tümörü) ile genetik benzerlikler gösterebilirler, ancak farklı genetik profillere sahip olabilirler.
- Belirtiler: Tümörün yerleşimine ve boyutuna bağlı olarak değişir. Baş ağrısı, bulantı, kusma (özellikle sabahları), görme sorunları, denge ve koordinasyon güçlüğü, nöbetler ve kişilik değişiklikleri gibi semptomlar görülebilir. Çocuklarda daha sık görülür ve büyüme geriliği veya gelişimsel gecikmeler de eşlik edebilir.
- Tanı: Genellikle Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRI) ile başlar. Kesin tanı için biyopsi ve histopatolojik inceleme gereklidir. Moleküler testler de tümörün alt tipini ve prognozunu belirlemede yardımcı olabilir.
- Tedavi: CNS PNET’lerinin tedavisi genellikle multidisipliner bir yaklaşımla yapılır ve şunları içerir:
- Cerrahi Rezeksiyon: Mümkün olduğunca fazla tümör dokusunun çıkarılması amaçlanır.
- Radyoterapi: Özellikle cerrahi sonrası kalan tümör hücrelerini yok etmek veya nüksü önlemek için kullanılır.
- Kemoterapi: Genellikle cerrahi ve radyoterapiye ek olarak verilir. Tedavide yaygın olarak kullanılan kemoterapötik ajanlar arasında sisplatin, etoposid, siklofosfamid ve vinkristin bulunur.
Periferik PNET’ler (pPNET)
- Yerleşim: Vücudun herhangi bir yerindeki sinir dokusundan kaynaklanabilirler, ancak genellikle göğüs duvarı, omurga veya ekstremitelerde görülürler.
- Genetik İlişki: Ewing sarkomu ile yakından ilişkilidirler ve aynı kromozomal translokasyonu (örn. EWS-FLI1 füzyon geni) paylaşırlar. Bu nedenle, bazı kaynaklarda Ewing sarkomu ailesi tümörlerinin bir parçası olarak kabul edilirler.
- Belirtiler: Tümörün yerine bağlı olarak ağrı, şişlik, sinir basısına bağlı fonksiyon kaybı gibi belirtiler gösterebilirler.
- Tanı ve Tedavi: CNS PNET’lerine benzer şekilde görüntüleme (MRI, BT, PET), biyopsi ve moleküler testlerle tanı konulur. Tedavi de cerrahi, radyoterapi ve kemoterapi kombinasyonunu içerir.
Prognoz
PNET’ler agresif tümörler olsalar da, prognoz tümörün tipine, yerleşimine, yayılımına (metastaz), hastanın yaşına ve uygulanan tedaviye bağlıdır. Erken tanı ve agresif tedavi, sonuçları iyileştirebilir. Ancak, nüks riski yüksektir ve tedavi sonrası düzenli takip gereklidir.