Alkalen reflü gastrit, Biliyer reflü, safra reflüsü, duodenogastroözofageal reflü veya duodenogastrik reflü,

Biliyer reflü, safra reflü (gastrit), duodenogastroözofageal reflü (DGER) veya duodenogastrik reflü, safra ve/veya bikarbonat ve pankreas enzimleri gibi diğer içeriklerin duodenumdan mide ve yemek borusuna yukarı doğru akması (reflü) durumunda ortaya çıkan bir durumdur .

Biliyer reflü, gastroözofageal reflü hastalığı (GERD) olarak da bilinen asit reflü ile karıştırılabilir . Safra reflü, ince bağırsaktan mide ve yemek borusuna akan sıvıyı içerirken, asit reflü, mide asidinin yemek borusuna geri akışıdır. Bu koşullar sıklıkla birbiriyle ilişkilidir ve ikisini birbirinden ayırmak zor olabilir.

Safra, karaciğer tarafından üretilen , safra kesesinde depolanan ve yemek yenildikten sonra yağın sindirimine yardımcı olmak için duodenuma boşaltılan bir sindirim sıvısıdır. Normalde pilor sfinkteri safranın mideye girmesini engeller. Pilor sfinkteri hasar gördüğünde veya düzgün çalışmadığında safra mideye girebilir ve mide reflüsünde olduğu gibi yemek borusuna taşınabilir . Midede az miktarda safra bulunması nispeten yaygındır ve genellikle asemptomatiktir ancak aşırı reflü safra, tahrişe ve iltihaplanmaya neden olur .

Safra reflüsü mide kanseri, kimyasal gastrit ve ülser gelişimi ile ilişkilendirilmiştir.

Sık mide ekşimesi

Karnın üst kısmında ağrı

Safra kusması ve/veya Regürjitasyon (sindirim)

Hipersalivasyon

Safra reflüsü fizyolojik olarak meydana geldiğinden, yatarken veya yemek yedikten sonra safra reflüsü asemptomatik olabilir.

Teşhis

Safra reflüsü genellikle aşağıdakilerle ilişkilidir:

Erozif özofajit [

Barrett yemek borusu

Yönetim

Ursodeoksikolik asit safra reflü gastritinin yeterli bir tedavisidir. Dozaj genellikle 1.000 mg (15 gr)/gündür ve 4 haftalık bir tedavi içindir.

Biliyer reflünün tedavisinde kullanılan ilaçlar arasında safra asidi sekestranları , özellikle de sindirim sistemindeki safranın dolaşımını bozan kolestiramin ve aksi takdirde reflü olduğunda semptomlara neden olacak safrayı sekestranlar; ve prokinetik ajanlar , materyalin mideden ince bağırsağa daha hızlı taşınmasını ve geri akışın önlenmesini sağlar.

Duodenogastrik reflü ile mide gövdesinin günlük pH gramı (grafiğin sağ tarafında yukarı doğru tepe noktaları, pH dengesinde alkaliliğe doğru bir kayma olduğunu gösterir)

Cerrahi

Biliyer reflü, ilaçlar etkisizse veya yemek borusunda kanser öncesi doku mevcutsa cerrahi olarak da tedavi edilebilir.

Epidemiyoloji

Obezite safra reflüsü gelişimi için bağımsız bir risk faktörüdür. Safra reflüsü sağlıklı bireylerde çok nadir görülür.

—————————

Duodenal ülser nedeniyle Bilateral trunkal vagotomi + antrektomi + Bilroth 2 anastomoz yapılan hasta postoperatif 1.yılda yanma tarzında üst karın ağrısı, kusma ve kilo kaybı şikayetleriyle başvuruyor. Kusmakla ağrının geçmediği ve kusmanın safralı ve gıda artıkları içerdiği öğreniliyor.

Bu hastada en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir?

A) Afferent ans obstrüksiyonu

B) Duodenal güdük sızdırması

C) Alkalen reflü gastrit************

D) Mide atonisi

E) Erken dumping sendromu

Alkalen reflü gastrit

Pilorun kesilmesi, çıkarılması ya da by-pass edilmesi (piloroplasti, gastrektomi, gastroenterostomi) sonucu oluşur. Duodenal içeriğin mideye kontrolsüz reflüsü gastrite neden olmakta ve hastalarda karın ağrısı ve safralı kusma oluşmaktadır.

Epigastrik ağrı, kusma ve kilo kaybı ile kendisini belli eder. Ağrı, % 80 vardır, yanıcı tarzda ve süreklidir, yemekler ile artar ve kusma ile geçmez. Kusma safralıdır ve gıda artıklarını içerir. Duodenal içeriğin, mideye reflüsü söz konusudur.

Sonuçta safranın etkisi ile mideden ösofagusa kadar uzanan hiperemi ve erozyonlar oluşmaktadır. Tanı endoskopi ile konulur ve altın standarttır.

Tedavi: Hafif semptomlar olan hastada konservatif tedavi uygulanabilir. Mukozal koruyucu ajanlar tercih edilir (sukralfat, Na-aljinat). Tıbbi tedaviye yanıt vermeyenlerde cerrahi tedavi uygulanır. Cerrahi tedavinin amacı pankreatik, bilier ve duadenal sekresyonların mideden uzaklaştırılmasıdır. En sık uygulanan yöntem Roux-en-y diversiyondur.

Çeldiriciler içinde aferent ve eferent ans sendromlarında genellikle projektil kusma beklenir. Aferent ans sendromunda kusma saralı ama gıda artığı gözlenmez.

Alkalen reflü gastrit; onikiparmak barsağından mideye doğru safra kaçağı olmasına bağlı oluşan gastrit türüdür. Mekanizmayı basitçe açıklamak gerekirse oldukça düşük ph değerine sahip olan mideye oldukça yüksek ph değerine sahip olan safra temas ederek buradaki hücrelerde bozulmaya neden olmakta ve kimyasal tahriş sonucu gastrit tablosu gelişmektedir. Tedavisidaha güçtür çünkü proton pompa inhibitörleri etkisizdir. Ursodeoksikolik asit (udca) ile başarılı sonuçlar alındığı iddia edilmektedir.

Özellikle sabahları midede kaynama ile uyandıran bir rahatsızlık. bazen ağıza kadar asidimsi bir tat olabiliyor. Tüm günü kötü geçirebiliyorsunuz, yaşam kalitesini düşüren, yaşama sevincini yok eden reflüden daha zor olan hastalık. endoskopide midede yeşil sıvıyı görünce genel olarak azar azar ve sık yemek yenmesini önerip mide koruyucu veriyorlar.

Pilorik sfinkterin fonksiyonunun bir şekilde yetersiz olduğu durumlarda görülür. tedavisi zordur, iflah olmayan mide yemek borusu yanmalarına neden olur.

Alkalen reflü gastrit aslında billroth 2’ye bağlı yapılan gastrojejunostomi ameliyatı sonrası eğer braun anastomozu yapmazsak afferent ans’da biriken safranın mideye gelmesi sonucu oluşur ve bu hastalarda yemeklerden sonra safralı kusmalar görülür ama rahatlamaz hastalar.

En etkili tedavi cerrahidir. Bu da billroth 2’yi roux en y gastrik bypass’a revizyon ameliyatıdır.