Nefronofitizis, Üremik medüller kistik hastalık kompleksi

Aşağıdakilerden hangisi juvenil nefronofitizis ile uyumlu değildir?

A) Oligüri

B) Anemi

C) Böbrek yetmezliği

D) Renal fibrozis

E) Büyüme geriliği

Cevap A

Nefronofitizis

OR; renal fibrozis, tübüler atrofi ve kist formasyonu olan çocuk ve adolesanlarda SDBY’nin sık nedenlerinden biridir.

Ekstra bulguları; retinal dejenerasyon, serebellar ataksi ve hepatik fibrozis olabilir.

Semptomları; poliüri ( tuz kaybı, konsantrasyon bozukluğu), büyüme geriliği ve anemidir.

SDBY ile gelişince hipertansiyon ve ödem görülür.

Genetik mutasyon ile tanı konulur, preimplantasyon genetik inceleme önerilir.

—————————

Nefronofitizis-üremik medüller kistik hastalık (UMPC) kompleksi

Böbrek hastalıkları ile karakterlidir ve sıklıkla çocukluk çağında ortaya çıkarlar. Başlıca bulguları medullada değişen sayılarda kistler ile birlikte belirgin kortikal tubuler atrofi ve interstisyel fibrozistir. Medüller kistler önemli olmakla birlikte, kortikal tubulointerstisyel hasar böbrek yetmezliğine neden olur.

Dört tipi vardır:

1 – Sporadik, non-familial (% 20);

2- Familial juvenil nefrenofitizis (% 50), resesif geçişlidir;

3- Renal retinal displazi(% 15), resesif geçişlidir ve retintis pigmentoza ile birltktedir;

4- Erişkinde ortaya çıkan medüller kistik hastalık, dominant geçişlidir (% 15)

Juvenil Nefronofitizi – Medüler Kistik Hastalık Kompleksi

Juvenil nefronofitizi-medüller kistik hastalık kompleksi, herediter özellik gösteren ve kortikomedüller bileşkede kistler ile birlikte tubulointerstisyel nefritin görüldüğü heterojen bir hastalık grubudur. Juvenil nefronofitizi, otozomal resesif geçiş gösterir. Çocuk yaş grubunda son dönem böbrek yetersizliği olgularının %10-20’si bu hastalığa bağlıdır. Daha seyrek olarak görülen medüller kistik hastalık ise otozomal dominant geçer ve daha ileri yaşlarda böbrek yetersizliğine yol açar. Her iki hastalığa da erkek ve kızlarda benzer sıklıkta rastlanır.

Juvenil nefronofitiziye neden olan gen (NPH1 geni), 2. kromozomun uzun kolu üzerindedir (2q13). Bu genin kodladığı proteine nefrosistin adı verilmiştir. Patolojik genin bu hastalığa nasıl yol açtığı bilinmemektedir. Hastalığın patogenezini açıklayabilmek için ortaya atılan teoriler arasında tubuler obstrüksiyon, tubuler bazal membran ve ekstraselüler matriks kompliansının azalması, tubulus epitel hiperplazisi, sekresyon artışı ve inflamasyon sayılabilir.

Juvenil nefronofitizi-medüller kistik hastalık kompleksinde her iki böbrek de etkilenir. Böbrekler normal boyutlardadır. Böbrek yetersizliği geliştikçe küçülmeye başlar. Kortikal toplayıcı kanalların dilatasyonuna bağlı olarak, böbreklerin yüzeyi granüler görünümdedir. Kortikomedüller bileşkede çapları genellikle 1 ile 15 mm arasında değişen kistler dikkati çeker. Kistler distal kıvrımlı tubuluslar ve medüller toplayıcı tubuluslardan kaynaklanır. Histolojik görünüm bu hastalık için spesifik değildir. Histolojik olarak tubulus bazal membranında kalınlaşma ve ayrışmalar dikkati çeker. Hastalık ilerledikçe, tubulus bazal membranındaki bu hasarı, peritubuler lenfosit ve histiyosit infiltrasyonun görüldüğü interstisyel inflamasyon izler. Olguların yaklaşık yarısında, Tamm-Horsfall proteininin hasar görmüş olan kollektör tubuluslardan interstisyuma geçtiği gösterilmiştir. Özellikle kortikomedüller bileşkedeki tubuluslarda kistik gelişim, atrofi ve dilatasyon gözlenir. Hastalığın ileri aşamasında yaygın tubulointerstisyel fibrozis dikkati çeker. Ayrıca, periglomerüler fibrozis, Bowman kapsülünde ayrışma ve kalınlaşma görülür.

Juvenil nefronofitizide ilk bulgu, böbreklerin konsantrasyon yeteneğinin bozulmasıdır. Buna bağlı olarak gelişen poliüri ve polidipsi, çocukluk yaşlarında başlar ve sekonder enürezise yol açabilir. Poliüri ve polidipsi, son dönem böbrek yetersizliği gelişene kadar devam eder. Hastalarda, ayrıca tuz kaybettiren nefropati görülebilir. Bu hastalıkta ödem ve hipertansiyon nadir karşılaşılan bir bulgudur. Anemi sıktır. Bir diğer bulgu büyüme ve gelişme geriliğidir. Hastalık çoğu kez 20-25 yaşlarından önce son dönem böbrek yetersizliği ile sonuçlanır.

Juvenil nefronofitizide, karaciğer fibrozu, iskelet bozuklukları ve retinitis pigmentoza gibi ekstrarenal bulgularla karşılaşılabilir. Ayrıca, serebellumda vermis aplazisine bağlı olarak serebellar ataksi görülebilir. Juvenil nefronofitizinin retinitis pigmentoza ile birlikte görülmesine Senior-Loken sendromu adı verilir. Bu sendroma retinal-renal displazi adını verenler varsa da, retinadaki ve böbrekteki değişiklikler displastik değil, dejeneratiftir. Juvenil nefronofitiziden farklı olarak, medüller kistik hastalıkta ekstrarenal bulgular yoktur.

Ultrasonografide böbrekler normal veya küçülmüş olarak görülür; kortikomedüller ayırım yapılamaz ve ekojenite artmıştır. Kistler çoğu kez ancak böbrek yetersizliği geliştikten sonra görülebilir. Kistler bilgisayarlı tomografi veya magnetik rezonans görüntüleme yöntemi ile de gösterilebilir.

Bu hastalık kompleksinde, medüller kist gelişimi ve böbrek yetersizliğine gidişi yavaşlatan bir tedavi yoktur. Tedavi semptomatiktir. Hastaların tuz kaybı ve dehidratasyondan korunmaları için yeterli tuz ve su alımına dikkat edilmelidir. Son dönem böbrek yetersizliği aşamasına gelenlerde, diğer hastalardaki gibi renal replasman tedavilerine başvurulur.

Juvenil Nefronoftizis (NPHP1)

İnsidans: 1/50000 canlı doğumdur. Tubulointerstisyel nefrittir. İlk semptomlar; polidipsi , poliüri gibi üriner konsantrasyon yeteneğindeki düşmeyle ilişkilidir.

4 ile 6 yaşlar arasında ortaya çıkar. Hematüri yok, proteinüri yok, kan basıncı normaldir. 12-13 yaşlarında Son Dönem Böbrek Yetersizliğine ilerler. Çocuklarda %6-10 SDBY nedenini oluşur

Ekstrarenal Semptomlar:

-Tapeto-Retinal Dejenerasyon (Senior LökenSendromu)

-Okulomotor Apraksi (Cogan sendromu)

-Joubert Sendromu ( ataksiyle birlikte vermiş aplazisi, okulomotor apraksi, hipotoni , anormal solunum paterni , retinal dejenerasyon , mental retardasyon , polidaktili , karakteristik yüz görünümü …)

-Karaci ğer ve kemik tutulumu