Kafaiçi anevrizmaların en sık görüldüğü damar, AcoA dır.

Kafaiçi anevrizmaların en sık görüldüğü damar aşağıdakilerden hangisidir?

  1. Posterior communicating artery
  2. Anterior choroidal artery
  3. Anterior communicating artery **********
  4. Recurrent artery of Heubner
  5. Orbitofrontal artery

Anterior komünikan arter (AcomA) ya da ön iletici atardamarı insan beyninde her iki anterior serebral arterleri (ACA) biribirine bağlayan bir atardamardır. Bu arter iki beyin yarımküresini ayıran longitüdinal fissürün tanabında bulunur. Bu arter bazen her iki ACA’yı bağlayacak ve tek bir gövde halini almasını sağlayacak şekilde farklılıklar gösterebilir.

Bu düzeyde bazen tam bir AcomA yapısı yerine her iki ACA’yı birbirine bağlayan pencereler şeklinde bağlantılar da olabilir. Büyüklüğü ortalama 4 mm olmasına rağmen çok fazla değişkenlik gösterir. Anteromedial perforan dallara sahiptir ama bu dalların birçoğu direkt olarak ACA’dan çıkar. AcomA beyin tabanında halkasal bir yapı olan poligonunun bir parçasıdır.

AcomA, Willis poligonu üzerinde kafa içi anevrizmaların en sık görüldüğü konumdur, optik kiazma ile yakın ilişkilidir. Büyük tümörlerinde optik kiazmaya bası yaparak görme problemleri (bitemporal hemianopsi) ortaya çıkmasına sebep olabilir

Anterior kommünikan arter anevrizmaları nöroşirürji kliniğinde en sık karşılaşılan anevrizma tipidir. Yaşargil’in
serisinde %37,1, Hernesniemi’nin serisinde %30,6 olmak üzere tüm intrakranial anevrizmaların ortalama %30-37’sini oluşturdukları belirtilmektedir.

Anterior serebral kompleks anevrizmalarının da %91,2’sini oluştururlar.

Anevrizmalar boyutlarına göre genelde küçük (<10mm), büyük (10-25mm), dev (>25mm) olmak üzere sınıflandırılır.

Şekillerine göre ise sakküler (%95-98), fuziform ve dissekan olarak üçe ayrılır

İntrakranial anevrizmaların en sık yerleşim gösterdiği yer anterior kommünikan arterdir (AKomA). Sağ ve sol anterior serebral arterler arasında bağlantı kuran bu anatomik yapının ve bu yapıyla yakın ilişkisi olan Heubner’in Rekürrent arterinin anatomisinin ve varyasyonlarının bilinmesinin önemi bu nedenle büyüktür.

Heubner’in rekürren arteri; AKomA, anterior serebral arterler arası bağlantı kurmak suretiyle bu arterlerin suladığı alanlarda etkili olmanın yanı sıra verdikleri perforan dallarla forniks, korpus kallozum, septal bölge ve anterior singulumu da kanlandırmaktadır

İlk olarak Alman pediatrist Heubner tarafından 1872’de tanımlanan rekürrent arter seyri sırasında, aynaklandığı anterior serebral arter üzerinden tekrar kıvrılma yapması nedeniyle bu ismi almıştır

Seyri sırasında anterior serebral arterden sonra karotis bifurkasyon ve medial serebral arterin üzerinden geçerek anterior perforan substansa girmeden silvian fissürün medial kısmın sulamış olur. Buradan girus rektus ve frontal lobun inferior yüzüne kadar uzanım gösterebilir

Rekürrent arter; kaudat nükleusun anterior kısmını, putamenin anteriorunu, globus pallidusun dış segmentinin anteriorunu, internal kapsülün ön bacağının anteroinferior kısmını, unsinat faskikulusu ve az olarakta anterior hipotalamusu sulamaktadır

Her iki anatomik yapının kanlandırdıkları beyin alanları düşünüldüğünde; başta anevrizmalar olmak üzere bu bölgeye yapılacak cerrahi müdahalelerde, bu arterlerin anatomik yapılarının ve varyasyonlarının bilinmesinin önemi anlaşılmaktadır