Isaacs sendromu, Isaacs-Merton sendromu yada Neuromyotonia

İlk kez 1961 ‘de tanımlanan Isaac sendromu, kas katılığı, güçsüzlük ve fasikülasyonlarla seyreden ve devamlı kasfibril aktivitesi (CMFAS) ile ilişkili bir sendromdur.

Isaacs sendromu anormal kas aktivitesi (miyokimi), kas krampları, fazla terleme ve diğer otonomik problemler ile karekterize, periferik sinirlerin aşırı aktive olduğu, nedeni bilinmeyen, otoimmün, seyrek görülen bir hastalıktır. İstirahat ve uykuda devam eden miyokimi ve EMG bulgularının olması ile tanı konulabilir. Vakaların bir kısmında konfüzyon, hallüsinasyon ve uykusuzluk gibi santral sinir sistemi bulguları da eşlik edebilir

Periferik nöropati ve hiperhidrosis görülebilir. Olayın fizyopatolojisinde, periferik sinirpotasyum kanallarındaki bir bozukluk düşünülmektedir.

Isaacs Sendromu (nöromiyotoni), fonksiyonel olarak sürekli kas lif aktivitesi ile ortaya çıkan periferik sinirlerin hipereksitabilitesi ile karakterize, nadir görülen bir klinik durumdur. Miyokimi (kas seyirmeleri), kas krampları ve katılığı, kontraksiyon sonrası gevşemede gecikme, kas zayıflığı ve terleme artışı ile birliktedir.

Serum kreatin kinaz seviyeleri yükselmiş olabilir ve bazı hastalarda insomnia, duygu durum değişiklikleri ve halüsinasyonlar gibi santral sinir sistemi bulguları olabilir.

Nöromiyotonik sendromlar, Isaacs Sendromu, nöromiyotoni, psödomiyotoni, nörotoni, normokalsemik tetani ve sürekli kas aktivitesi olarak isimlendirilmektedir

Tedavide karbamazepin, fenitoin gibi membran stabilizatörleri ve imınunosüpresyon denenmektedir.

Sürekli kas lif aktivitesi ile karakterize Isaacs Sendromu, motor sinir terminal dallarının hipereksitabilitesi ile oluşmaktadır. İlk defa 1961’de bu klinik sendromu tanımlayan Isaacs (10), patolojinin motor sinir terminal dallarının harekete geçmesi ile ortaya çıktığını ileri sürmüştür. Nöromiyotoni patofizyolojisinin açıklanmasında bir sonraki adım, otoimmun bir hastalık olarak tanımlanmasıdır. Bu olasılık, nöromiyotoninin bir neoplastik sendrom olabileceği gözlemini artırmıştır

Myastenia gravis, timoma, malignite ve inflamatuvar demiyelinizan polinöropati ile ilişkili nöromiyotoni tabloları bildirilmiştir

Devam eden çalışmalar ile, nöromiyotonili hastalarda, potasyum kanallarına karşı antikorların oluştuğu görülmüştür. Antikorlar, kanallardan potasyum akışını azaltarak sinir aksiyon potansiyelinin uzamasına neden olmakta ve kas hipereksitabilitesi ile ortaya çıkan, artmış nörotransmitter salınımına yol açmaktadır

Isaacs Sendromu, genellikle sporadik olarak ortaya çıkmakta ve semptomlar herhangi bir yaşta başlayabilmektedir

Hafif formlarında, özellikle bacaklarda kas seyirmeleri dikkat çekmektedir. Ciddi formlarında, sürekli ve aşırı kas kontraksiyonu, el bileği fleksiyonda, parmaklar ektensiyonda, rijit bir kol ve anormal postür oluşturabilir Etkilenen kaslar, katılaşmış ve istemli kas kontraksiyonu sonrasında gevşemeleri zorlaşmıştır. Hastada germe refleksleri azalmış ya da alınamamaktadır. Muhtemelen sürekli kas aktivitesinin bir sonucu olarak bazal metabolizma hızı artmakta ve aşırı terleme oluşmaktadır

Aynı nedenle baldır kaslarında hipertrofi ortaya çıkmaktadır .

Hayashi ve ark. (13), hiperhidrozis, kas seyirmeleri ve bacak kaslarında hipertrofisi olan, klinik tablosu olgularımız ile benzer, fakat daha ileri yaşta, (52 yaş) ortaya çıkan bir Isaacs sendromu olgusu bildirmişlerdir. İkinci olgumuz, saptanan “cafe au lait” lekeleri ve skolyoz nedeniyle, nörofibromatozis tip 1 tanısı yönünden araştırıldı. Karnial MRG’de saptanan nodüler lezyon, nörofibrom olarak yorumlanmadı. Tanı kriterlerinden “cafe au lait” lekeleri dışında başka bulgu olmaması nedeniyle nörofibromatozis tanısından uzaklaşıldı

Literatürlerde nörofibromatozis ile nöromiyotoni birlikteliğine ait bir çalışmaya rastlanmadı. Relaksasyonda gecikme ve tekrarlayan kullanım ile düzelme bulgularını, klinik olarak kas orjinli miyotoniden ayırdetmek zor olabilir

Miyotonide, anormal kas aktivitesi, sadece istemli ya da uyarılan kas kontraksiyonu ile oluşmaktadır

Kas orjinli miyotonide direk kas üzerine vurmakla miyotoni açığa çıkarılabilirken, bu nöromiyotonide olmamaktadır. Miyotonik sendromlar kas liflerinde spontan boşalımlarla ilişkili iken, nöromiyotonik bozukluklar motor nöron veya aksonların istemsiz spontan boşalımları (MUAP) ile ilişkilidir. Miyotonilerde motor ve duysal sinir iletim hızlarında anormallik beklenmezken, özellikle periferik nöropatinin eşlik ettiği nöromiyotonide, bizim olgularımızda da olduğu gibi, sözkonusu anormallikler gözlenebilir. Nöromiyotonilerde elektronörofizyolojik incelemede, ritmik ve sürekli olarak kas gruplarını ateşleyen, spontan nöromiyotonik boşalımlar karakteristiktir. Ya motor ünit ya da tek lif boşalımları ile ortaya çıkan değişik konfigürasyonda dalga formları görülebilir (her saniyede 300 impulsa ulaşan yüksek frekans oluşabilir) (150-250Hz). Yüksek frekans ve dereceli olarak azalan tekrarlayıcı boşalımlar, müzikal bir ses oluşturmaktadır

Motor aktivite, uyku sırasında, genel ya da spinal anestezi sırasında, veya “procaine” ile periferik sinir bloğu sonrasında kalıcıdır. Lokal kürar uygulaması aktiviteyi durdurmaktadır. Yararlı etkileri olmakla birlikte, difenilhidantoin, karbamezepin gibi antikonvülsanlar, asetazolamid, “mexiletine” ve immunomodülatör tedaviler tüm hastalarda etkili bulunmamıştır

Nöromiyotonik boşalımlar, nadiren kronik nöropatik hastalıklarda da (özellikle yaşlı poliomiyelit ve erişkin spinal müsküler atrofi gibi) görülebilir. İnfant dönemden 8. dekata kadar olan yaş gruplarında, nadir olarak ailesel nöromiyotoni vakaları tanımlanmıştır

Olgularda iğne EMG incelemesinde, nöromiyotoni klinik bulgularını destekleyen, yüksek frekanslı (200-300 Hz) boşalımlar, nöromiyotonik deşarjlar saptanır.

Nöromiyotoni ile demiyelinizan polinöropati ile birlikteliğine dikkat çeken çalışmalar mevcuttur

 Panagariya ve ark. (20)’nın çalışmasında, nöromiyotonili 20 olgu incelenmiş ve iki olguda periferik nöropati, bir olguda inflamatuvar demiyelinizan polinöropati ve bir olguda da subakut sensorimotor polinöropati bildirilmiştir. Odabaşı ve ark. kronik inflamatuvar demiyelinizan polinöropatinin eşlik ettiği Isaacs Sendromu saptadıkları, 45 yaşında bir olgu rapor etmişlerdir. İki olgumuzda da elektrofizyolojik analiz bulguları, aksonal tipte sensorimotor periferik nöropatiyi desteklemektedir. İletim hızlarındaki yavaşlama ve distal latanlarda uzama “American Academy of Neurology” (AAN) kriterlerini karşılamadığı için olgularımızda demiyelinizan polinöropati düşünülmemiştir

Nöromiyotoni ve periferik nöropati birlikteliği çok nadirdir. Periferik nöropati eşlik eden olguların elektrofizyolojik incelemelerinde, uzun süreli MÜP’ler ve motor sinirlerde iletim yavaşlaması görülmektedir

Lahrmann ve ark. , nöromiyotoni ve periferik nöropati tablosu gelişen bir Hodgkin hastalığı olgusu bildirmişlerdir. Periferik nöropati, immun sistem kanserleri ve immun sistemle ilişkili nörolojik hastalıklar ile birlikte olabilmektedir. Sunulan bu olguda, bizim olgularımızdan farklı olarak malignite ile ilişkili bir birliktelik dikkati çekmektedir. Nöromiyotoninin temelindeki patofizyolojik mekanizmalar tam anlaşılmış değildir. Nöromiyotoni, genetik geçişli nöropatilerle ilişkili bulunmuştur. Periferik nöropati ile birlikte olan nöromiyotoni vakalarında, akson boyunca çeşitli tetik noktalarda ektopik impulsların oluştuğu gözlenmektedir

 Zeminde mevcut olan periferik nöropatinin, nöromiyotoni için tetikleyici bir faktör olabileceği düşünülmektedir

Hahn ve ark., 10 yaşlarında başlayan, alt ve üst ekstremite distal kaslarında motor zayıflık, herediter distal motor nöropatisi olan ve nöromiyotoni gelişen iki kardeş olgu bildirmişlerdir. Sunduğumuz iki kardeş olguda, Hahn ve ark.’nın olguları ile benzer olarak, klinik tablonun 9-10 yaşlarında sporadik olarak ortaya çıktığı görülmektedir.

Yürüme bozukluğu ile birlikte değişken kas güçsüzlüğü, kas ağrı ve krampları, miyokimi (kas seyirmeleri), psödohipertrofi, aşırı terleme ve kontraksiyon sonrası kas gevşemesinde gecikme, kreatin kinaz yüksekliği ve iğne EMG’sinde nöromiyotonik boşalımlar, Isaacs Sendromunu akla getirmelidir. Nadiren de olsa, altta yatan ve ailesel olabilen periferik nöropati tablosu ile nöromiyotoninin birlikte görülebileceği düşünülmelidir.