





Liddle sendromu; böbrekteki toplayıcı tubullerdeki sodyum kanallarının asırı aktiviteye sahip oldugu genetik otosomal dominant geçişli bir hastalık.
Normalde böbreğin öz evladıdır sodyum potasyum ise uvey evladı denebilir.
Saglıklı bobrek sodyumu tutup potasyumu atmaya calısır. Bunu da elektrolit kanalları ile yapar.liddle sendromunu bu saglıklı olma durumunu abartma hali olarak basitce izah edebiliriz.
Na kanallarının asırı aktivitesi ile sodyum tutulumunda ve potasyum atılımında artıs gozlenir. Neticesinde hipertansiyon,hipopotasemi,metabolik alkaloza yol açar. Tanı için genetik test yapmak gerekir, tedavide ise amilorid ve triamteren isimli sodyum kanalını inhibe eden diuretikler kullanılabilir.
Hipokalemi, metabolik alkaloz ve hipertansiyonla karakterize tübüler bir hastalıktır, aldosteron düzeyi normaldir. tedavide triamteren yararlı olabilir.
Çocukta monogenik hipertansyon nedenlerinden bir tanesidir.
Epiteliyal sodyum kanalı (ENAC), fonksiyon kazandırıcı (gain-of-function) mutasyonuna uğraması ile görülen hastalıktır. ß veya gama subünitlerin mutasyonuna bağlı olarak görülür. ß subünitte mutasyon olduğu takdirde (ppxy), bu kanalın endositozu veya protesomal yıkılımı gerçekleştirilemeyeceği için apikal membrandaki sayısı artar, hali hazır yaptığı görevi daha fazla reseptör yaptığı için etkisi belirgin bir şekilde gözükür.
Bu sebepten ötürü;
1-Sodyum geri emilimi artar
2-Dolaşımdaki efektif hacim artar
3-Hipertansiyon görülür
Yanı amilorid ile tedavi edilince, ortadan kalkan hipertansiyon ile konur çünkü amilorid bu kanalı inhibe edebilmektedir, aynı zamanda tedavisidir.
NEDD4-2 ile inhibe oluyor. “neural precursor cell expressed developmentally down-regulated protein 4“
SGK1 ile aldosteron bu etkiyi kaldırıyor. “Serine/threonine-protein kinase Sgk1 yada serum and glucocorticoid-regulated kinase 1“
Hiperaldosteronizm ile aynı klinik özelliklere sahiptir.
Liddle sendromunda hipopotasemi ve hipertansiyon görülür ama bunda conn sendromundan farklı olarak kan aldosteron düzeyi normal hatta düşüktür.
OD geçer ve burada distal ve toplayıcı kanalda aldosterona aşırı hassasiyet vardır.
Liddle sendromu, böbreklerin potasyum salgılamasına ancak çok fazla sodyum ve su tutmasına neden olarak hipertansiyona yol açan epitelyal sodyum kanalının (ENaC) artan aktivitesini içeren nadir bir kalıtsal bozukluktur. Semptomlar hipertansiyon, sıvı tutulumu ve metabolik alkalozdur.
Liddle sendromu olarak da adlandırılan Liddle sendromu , düşük plazma renin aktivitesi, metabolik alkaloz , düşük kan potasyumu ve normal ile ilişkili erken ve sıklıkla şiddetli yüksek tansiyon ile karakterize, otozomal dominant bir şekilde kalıtılan genetik bir hastalıktır. Aldosteron seviyeleri düşüktür. Liddle sendromu, renal tübülden aşırı sodyum geri emilimi ve potasyum kaybı ile anormal böbrek fonksiyonunu içerir ve düşük sodyum diyeti ve diyet kombinasyonu ile tedavi edilir. Potasyum tutucu diüretikler (amilorid).
Liddle sendromlu çocuklar sıklıkla asemptomatiktir. Sendromun ilk belirtisi genellikle rutin bir fizik muayene sırasında tesadüfen hipertansiyon bulgusudur. Bu sendrom nadir olduğu için, çocuğun hipertansiyonu kan basıncını düşürmeye yönelik ilaçlara yanıt vermediğinde tedavi eden doktor tarafından ancak düşünülebilir .
Yetişkinler, zayıflık, yorgunluk, çarpıntı veya kas güçsüzlüğünü (nefes darlığı , kabızlık /karın şişkinliği veya egzersiz intoleransı) içerebilen düşük kan potasyumunun spesifik olmayan semptomlarıyla başvurabilir . Ek olarak, uzun süredir devam eden hipertansiyon semptomatik hale gelebilir.

Bu sendroma , 16p13-p12 lokusunda genetik bir mutasyona bağlı olarak epitelyal sodyum kanalının ( ENaC ) düzensizliği neden olur . Bu kanallar böbreklerde, akciğerlerde ve ter bezlerinde bulunan epitel hücrelerinin yüzeyinde bulunur. ENaC, sodyum iyonlarını bitişik lümenden lümeni kaplayan epitel hücrelerine taşır. Mutasyon, kanaldaki bir alanı değiştirir, böylece artık ubikuitin proteazom sistemi tarafından doğru şekilde bozunmaz.
Spesifik olarak, proteindeki PY motifi silinir veya değiştirilir, böylece E3 ligaz (Nedd4) artık kanalı tanımaz. Bozunma kabiliyetindeki bu kayıp, epitelyal apikal membranda yüksek miktarda kanalın kronik olarak mevcut olmasına yol açar.böbreğin toplayıcı kanallarını döşeyen hücreler. Bu, hiperaldosteronizm benzeri bir durumla sonuçlanır, çünkü aldosteron tipik olarak bu kanalları oluşturmaktan ve eklemekten sorumludur. Artan sodyum emilimi, artan su emilimine ve ekstraselüler hacimdeki artışa bağlı olarak hipertansiyona yol açar .
Liddle sendromu, otozomal dominant bir şekilde kalıtılır.

Kalıcı yüksek tansiyonu olan bir çocuğun değerlendirilmesi genellikle diğer testlerin yanı sıra kan elektrolitlerinin ve aldosteron seviyesinin analizini içerir. Liddle hastalığında, serum sodyumu tipik olarak yükselir, serum potasyumu azalır ve serum bikarbonatı yükselir. Bu bulgular, çocuklarda hipertansiyonun başka bir nadir nedeni olan hiperaldosteronizmde de bulunur. Primer hiperaldosteronizm (Conn sendromu olarak da bilinir), aldosteron salgılayan bir adrenal tümöre (adenom) veya adrenal hiperplaziye bağlıdır . Aldosteron seviyeleri hiperaldosteronizmde yüksektir, oysa Liddle sendromunda düşük ila normaldir.
ENaC dizilerinin genetik bir çalışması, mutasyonları (delesyonlar, eklemeler, yanlış anlamlı mutasyonlar) tespit etmek ve teşhis almak için talep edilebilir.

Tedavi , sodyum kanalını doğrudan bloke eden amilorid gibi potasyum tutucu bir diüretiktir .
Bu amaç için etkili olan potasyum tutucu diüretikler arasında amilorid ve triamteren ; spironolakton aldosteronu düzenleyerek etki gösterdiği için etkili değildir ve Liddle sendromu bu düzenlemeye yanıt vermez. Amilorid gebelikte güvenli olan tek tedavi seçeneğidir.
Medikal tedavi genellikle hem hipertansiyonu hem de hipokalemiyi düzeltir ve sonuç olarak bu hastalar herhangi bir potasyum replasman tedavisine ihtiyaç duymayabilir.
Liddle sendromu böbrek nakli sonrası tamamen düzelir .

Liddle sendromu nedir… Distal tüp hiperfonksiyonu veya psödohiperaldesteronizm olarak tanımlanabilr. Aldesteron düzeyi normal olmasına rağmen tıpkı hiperaldesteronizm varmış gibi metabolik etkiler ortaya çıkar.
Liddle sendromunda renin-anjiotensin aldosteron nasıldır… Renin ve aldesteron düzeyi normal veya düşüktür.
Liddle sendromu; Hipokalemi, metabolik alkaloz ve hipertansiyon ile karakterize, aldosteron düzeyinin normal olduğu distal tübül hiper fonksiyonudur.

Liddle Sendromu sodyum geri emilimini sağlayan renal tubüllerin apikal yüzeyindeki sodyum
pompasındaki otozomal dominant mutasyonla sürekli sodyum emilmesiyle gelişir.
Tedavisi triamterene veya amiloridedir.
Liddle sendromu üriner sodyum ekskresyonu aza- lirken potasyum ekskresyonunun arttığı, hipokalemi ve volüm ekspansiyonunun eşlik ettiği ve sonuçta hiper- tansiyon ve aldosteron supresyonunun görüldüğü en- der karşılaşılan bir genetik bozukluktur.

Liddle sendromunda kan basıncı nasıldır… Distal tübülden sodyum tutulumuna bağlı hipertansiyon gelişir
Liddle sendromunda görülen asit baz bozukluğu nedir… Hipokalemik metabolik alkaloz olur

Liddle sendromu ile bartter sendromu arasındaki farklar nelerdir… Liddle sendromunda renin ve aldesteron normalken soydum tutulumuna bağlı hipertansiyon beklenirken , bartter sendromunda hiperreninemik hiperaldesteronizm omasına rağmen böbrekten sodyum kaybına bağlı olarak hipertansiyon beklenmez.

Henle kulpunun çıkan kolundaki Na+–2Cl––K+ kotransport sisteminin genetik olarak bozukluğu sonucu medulla hipertonisitesinin kaybına bağlı poliüri, renal tuz ve sıvı kaybı ile karakterize hastalık hangisidir?
A) Sistinüri
B) Bartter sendromu
C) Liddle sendromu
D) Fanconi sendromu
E) Nefrojenik Diabetes Insipidus
Cevap B
TÜBÜLER FONKSİYON BOZUKLUKLARI:
Sistinuri: Bağırsak ve renal tubullerde konjenital olarak bazik aminoasitlerin taşınması bozuktur. Klinik olarak böbrekte sistin taşları oluşur.
Bartter sendromu: Henle kulpunun çıkan kolunda yer alan Na+–2Cl––K+ kotransport sisteminin genetik, konjenital defektidir. Bu durumda, medulla hipertonisitesinin kaybına ve şiddetli poliüri, renal tuz ve sıvı kaybına yol açmaktadır. Eşlik eden diğer anormallikler, hipopotasemi, metabolik alkaloz, hipomagnezemi, hipokalsemi, hiperkalsiüri ve buna bağlı nefrolitiazis, renal PGE2 ve PGI2 sentezinde artış ve renin–anjiyotensin–aldosteron sistemi aktivitesinde belirgin artışa rağmen paradoksik olarak normotansiyon varlığıdır.
———————–
20 günlük erkek bebek kilo almama ve kusma şikâyeti ile getiriliyor. Olgunun öyküsünden prenatal dönemde polihidramniyozunun olduğu, anne ve babası arasında da kuzen evliliği olduğu öğreniliyor. Laboratuvar tetkiklerinde hipopotasemi, metabolik alkaloz ve idrarda kalsiyum/kreatinin oranının yüksek olduğu saptanan olgunun en olası tanısı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Hipertrofik pilor stenozu
B) Bartter sendromu *************
C) D vitamini entoksikasyonu
D) Konjenital klor diyaresi
E) Duodenal atrezi
Bartter sendromu; OR kalıtılan hiperkalsiüri ve hipokalemik metabolik alkalozun nadir bir formudur. Henlenin ascenden kanalında sodyum, klorid ve potasyum transport defekti vardır. Sodyum ve klor kaybı volüm azalması ve renin /AT/ aldosteron aksının stimülasyonuyla sonuçlanır. Polihidramniyoz, dismorfik bulgular görülebilir. Yenidoğan döneminde başlangıç bulguları kilo alamama ve dehidratasyon olabilir. Kan basıncı genellikle normaldir. Histolojik olarak jukstaglomerüler aparatta hiperplazi vardır.
Tedavide yüksek doz potasyum gerekir. İndometazin kullanılabilir. Prognoz iyidir.
————————
Liddle sendromu: Distal tübül ve toplayıcı kanallardaki amilorid duyarlı epitelyal sodyum kanallarında (ENaC) aşırı çalışmaya neden olan bir mutasyon bulunur. Bu durumda, aşırı Na+ tutulumuna bağlı hipertansiyona, hipokalemiye ve metabolik alkaloza neden olur. Renin ve aldesteron düzeyi normal veya düşüktür.
Gitelman sendromu: Distal tübülün ilk kısmındaki tiyazid duyarlı Na–Cl transport sisteminin genetik defektine bağlı yetersiz çalışması.
Fanconi sendromu: Proksimal tübülün total disfonksiyonunu ile karakterizedir. Tanı kriterleri arasında; glukozüri, bikarbonatüri ve aminoasidüri yer almaktadır. Erişkinlerde Fanconi sendromunun en sık nedeni multipl myelomdur.
Liddle sendromu; Toplayıcı tübüllerdeki epiteliyal Na kanallarında kazandıran fonksiyon mutasyonları ile kalıtsal bir hipertansiyon nedenidir. Na emilimi artışı ve hipopotasemi ile aldosteron süprese olur. Kaybettiren fonksiyon mütasyonu ise tam tersi bir durum yaratır; Psödohipoaldosteronizm adı verilir, ağır Na kaybı ve hiperpotasemi ile karakterizedir. Aldosteron ve renin yüksektir (ama yanıt yoktur).