Orta Kulağın İyi huylu tümörleri:
En sık görülen iyi huylu tümörler glomus tümörleridir. Nadiren bazı kemik tümörleri (osteom) veya sinir kılıfı tümörleri de görülebilir.
1-Glomus Tümörleri: Bu tümörler, yavaş büyüyen ve ameliyatta çok kanayan damar tümörlerdir. Bunlar sadece orta kulakta olabileceği gibi (Glomus Timpanikum), boyundan gelişip kulak içerisine girebilirler (Glomus jugulare).
40 yaş üzerinde ve bayanlarda daha sık görülürler. Başlangıçta işitme azlığı ve nabız sesine benzer bir ses vardır. İleri vakalarda baş dönmesi veya yüz felci de tabloya eklenir. Muayenede zar arkasında kırmızı kitle görülür. Tedavide ameliyatla kitle çıkarılmaktadır. İleri yaştaki glomus jugulare vakalarında radyoterapi tedavideki ilk tercih olabilmektedir.
2-Schwannom; çok daha nadirdir ve yüz felci ile hekime başvurabilirler.
Glomus timpanikum, promontoryum üzerindeki mukozada bulunan timpanik pleksusun kemoreseptör
merkezleri olan Jacobson (IX) sinirinin timpanik segmenti veya Arnold (X) sinirinin aurikuler dalından
kaynaklanabilir.
Glomus timpanikum tümörü olan hastalarda genellikle işitme kaybı ve pulsatil tinnitus
vardır.
Bu tümör orta kulakta yer aldığından dolayı tanısında genellikle ilk planda odyolojik ve radyolojik
tetkikler kullanılmaktadır. Tedavi olarak cerrahi yöntemler ve radyoterapi uygulanabilir
Bir non-kromaffin paraganglioma olan glomus timpanikum, orta kulağın en sık görülen primer tümörüdür. En sık glossofaringeal sinirin timpanik dalı (Jacobson siniri) ve nadiren de vagus sinirinin aurikuler dalından (Arnold siniri) köken alır.
Glomus timpanikumun, timpanik, juguler foromen ve kafa tabanının altından köken alan tipleri vardır. Glomus timpanikum tümörünün, karotid body tümörüyle birlikte görüldüğü, otozominal dominant geçişli olduğu düşünülen olgular da vardır
Paragangliomalar, her yaşta görülebilmesine rağmen en sık beşinci dekartta görülürler. Kadınlarda erkeklere göre üç kat daha fazla görülür. Olguların %4-10’unda paragangliomalar multipl olabilir
Glomus timpanikum, yavaş büyümesi ve belli bir boyuta ulaşmadan semptom vermemesi nedeniyle tanısı yıllarca gecikebilir. Hastaların çoğunda pulsatil tinnutus vardır. Tümör, kitle etkisi ile timpanik membran ve kemikçik hareketlerini etkileyerek iletim tipi işitme kaybı yapabileceği gibi yayılarak sensorinöral işitme kaybı da meydana gelebilir
“Brown” bulgusu olguların üçte birinde görülür. Glomus timpanikum mezotimpanumdan çıkıp timpanik membranı geçip, inflamatuar bir polip şeklinde de görülebilir. Bu durumda tanı için biyopsi yapılması tavsiye edilir
Bunların dışında nadiren de olsa otoraji, otalji, vertigo, kranial nöropatiler görülebilir
Glomus timpanikumun ayırıcı tanısında aberan internal karotis arteri, yüksek juguler bulbus, fasial sinirin nöroması ve orta kulağın adenom ve adenokarsinomları yer alır
Otoskopik muayenede kitlenin lokalizasyonu, görünümü ve rengi bize ayırıcı tanı konusunda yol gösterebilir. Anterior kadranda görülen vasküler karakterli bir kitle aberan karotid arteri düşündürürken, posterior-superior lokalizasyonlu bir kitle fasial sinirin nöromasını akla getirmelidir. Glomus timpanikum ise daha çok timpanik membranın inferiorunda hiperemik bir refle verir. Yüksek juguler bulbus da inferior kadranda görülmesine rağmen, koyu mavi-mor rengi ile glomus timpanikumdan ayırt edilebilir
Hastalığın sınırlarını görebilmek ve biyopsi alabilmek için timpanotomi yapılabilir. Temporal kemiğin yüksek rezolüsyonlu bilgisayarlı tomografisi küçük bir timpanikum ganglioması için yeterli olabilecek bir görüntüleme tekniğidir
Manyetik rezonans görüntüleme, anjiografi, position-emisyon tomografisi yapılabilir.
Rekürrens oranı günümüzde %15-20’lere inmiştir
Sonuç olarak, nadir de olsa glomus timpanikuma sekretuar otitis media da eklenebilmektedir. Ayrıca özellikle yaşlı hastalarda sekretuar otitis media mevcudiyetinde ayırıcı tanıda glomus timpanikum da düşünülmelidir.