Non-oklüziv mezenter iskemi (NOMİ)

Non-oklüziv mezenter iskemi (NOMİ) arteriyel veya venöz tıkanma olmadan şiddetli splanknik vazokonstrüksiyonun neden olduğu mezenter iskemidir. Akut mezenter iskemilerin(AMİ) yaklaşık %20-30’unu oluşturmaktadır. NOMİ erken tanınması ve derhal tedavi edilmesi gereken yaşamı tehdit eden acil bir durumdur. Mortalite oranı yaklaşık %70 civarındadır

Hastalığın altta yatan nedenleri arasında hipovolemi, hipotansiyon, kardiyak cerrahi, şiddetli konjestif kalp yetmezliği, miyokard infarktüsü, atriyal fibrilasyon, septisemi, şok, diyaliz, digital kullanımı veya alfa-adrenerjik agonist kullanımı vardır. Ancak, olguların %25’inde altta yatan herhangi bir neden bulunamaz

Non- oklüziv mezenter iskemili hastalarda şiddetli karın ağrısı olmayabilir, bunun için tanı koyarken daha şüpheli yaklaşmak gerekir. Karın ağrısının nonspesifik olması tanıyı geciktirir ve mortalite oranını arttırır. Cerrahi operasyonlardan sonra (özellikle kardiyak cerrahi) NOMİ literatürde bildirilmiştir

Son yıllarda tanı ve tedavideki gelişmelere rağmen akut mezenterik iskemi (AMİ) de mortalite oranları hala %50-70 oranlarında devam etmektedir.

Prognozun düşük olması sadece tanının geç konmasına bağlı olmayıp, yandaş hastalıkların etkisi ile olmaktadır. İskeminin süresi, mezenter arter tıkanmasının seviyesi ve kolleteral akımın oranı akut arteriyel tıkanma sonrası barsak hasarını belirleyen etkenlerdir. Elli yaş üstü hastalarda, kardiovasküler hastalık ile birlikte açıklanamayan karın ağrısı varlığında mezenter iskemiden şüphelenilmelidir. Günümüzde hala özgünlüğü ve duyarlılığı yüksek olarak gösterilebilmiş laboratuar testi bulunmamaktadır. Hastaların yarısında lökosit değeri 20.000/mm 3’ün üzerinde görülür ve barsak infarktı hakkında önemli bir ipucudur. Mezenterik anjiografi, AMİ tanısında altın standart tanı yöntemidir.

Anjiografi ile tıkanmanın lokalizasyonu, tromboz, emboli, non oklüzif mezenter iskemi (NOMİ) ayrımı da yapılabilir. Ancak mezenter ven trombozu tanısı anjiografi ile koyulamaz. Mezenter ven trombozuna bağlı barsak iskemisi var ise tanı Bilgisayarlı Tomografi (BT) koyulabilir. Ameliyatta barsakların ileri derecede ödemli olması bize venöz trombozu düşündürür. Barsak nekrozu olduktan sonra yapılacak olan tedavi laparatomi ve barsak rezeksiyonudur.

Nekroz gelişmeden kısa süre önce yakalanılabilen akut mezenter tıkanıklıklarında veya rezeksiyon sonrası anastomozun daha sağlıklı beslenebilmesi için ameliyat öncesi mezenter arter kateterizasyonu,trombolitik tedavi ve gereğinde anjioplasti prognozu ciddi bir şekilde etkiler. Akut mezenter iskemi tanısı sonrası sıvı ve elektrolit kaybı ile asit baz dengesizliğinin düzeltilmesi başlangıç tedavisini oluşturur. Ağrı kontrol altına alınmalıdır.

Vazopressin ve digoksin gibi vazokonstrüksiyon oluşturan ilaçlar kesilir.

AMİ tanısı anjiografi ile konulan hastalarda NOMI saptanması durumunda nekroz gelişmemiş hastalarda, SMA’ya yerleştirilen kateter yardımı papaverin infüzyonu definitif tedaviyi sağlayabilir.

Aynı şekilde barsak nekrozu gelişmemiş hastalarda transvers arteriotomi ile embolektomi uygulanır. Sınırlı rezeksiyon yapılan ve barsak canlılığından emin olunan stabil hastalarda primer anastomoz uygulanabilirken, hemodinamik olarak instabil, eşlik eden hastalığı bulunan hastalarda stoma uygun girişimdir